“Ereğli bir ‘ayıp’ ile karşı karşıya.
Bu ayıp öyle bir ayıp ki, tarihe düşürülmüş bir kara leke sanki.
Çünkü…
Kdz. Ereğli şehidinin mezarını kaybetti.
Yok.
Evet  mezar yok.
Kurtuluş Savaşı’nda
 

Anadolu’ya silah ve mühimmat taşıyan Alemdar Gemisi’nin Fransız donanması tarafından yakalanması ve ardından kurtarılması sırasında şehit olan Serdümen Recep Kahya’ nın nereye gömüldüğünü bilen yok.

Törenle gömülmüş Şehit Recep  Kahya.
10 Şubat 1921’de İskele Camisi’nde kılınmış namazı da.
Ama…
O andan itibaren yok olmuş mezarı.
Ara ki bulasın.
 
Kimisi İnönü Parkı’ndaki Garipler Mezarlığı’nda olabileceğini öne sürüyor bir fotoğrafta görülen şadırvan üzerinden tahminde bulunarak.
Kimisi de şehidin Garipler Mezarlığı’nda olabileceğini ihtimal vermeyerek “Olsa olsa Şehir Mezarlığı’ndadır” diyor.

Bu nasıl iş?
Kurtuluş Savaşı’nın tek  deniz  muharebesi  Kdz. Ereğli’ de yaşanıyor  ve şehit olan Recep Kahya’da tarihe “ilk ve tek” olarak geçiyor ama mezarının yerini  bilebilecek ortada ne kayıt var ne de belge.
Sadece tahmin.
Oraya değil buraya gömülmüştür diye bir durum söz konusu olabilir mi?
 
Nerede Kaymakamlık?
Nerede askeriye?
Nerede belediye?
Kurtuluş Savaşı’nın tek deniz Şehidi olan Recep Kahya’nın mezarına sahip çıkamadınız mı?
Bırakın şehit mezarı yaptırmayı da yerini söyleyin.
Söyleyin…
 
Devlet geleneği diye bir realite vardır.
Burada ciddiyet konuşur.
O ciddiyet de ciddi konular gündeme gelir ve tartışılır.
Recep Kahya’nın mezarı ortada yok ve sorup diyoruz ki “Nerede Mezar?”.

Tık yok.
Kaymakamlık suskun.
Askeriye suskun.
Belediye suskun.
Sivil toplum örgütleri suskun.
Şehidinin mezarını kaybeden Ereğli bu konuda suskun ama siyasi cak-ceklerde maşallah ağzı olan konuşup yazıyor.
Şehit Recep Kahya’nın mezarı nerede?
Konuş Ereğli.
Konuş kaymakam.
Konuş askeriye.
Konuş belediye.
Konuşun.

Seferberlik ilan ederek Recep Kahya’nın mezarını  bulun !..
Gün;  şehidinin kaybolan mezarını arayıp bulan Ereğli’yi  görme /görebilme günüdür.

Gün bu tarihi ayıbı silmek ve başta Recep Kahya olmak üzere tüm şehitlerden özür dileme günüdür.”

 

4 Ağustos 2014 tarihinde yayımlamışım yukarıdaki makalemi.


Kdz. Ereğli’nin 93 yıllık bir ihmalinden söz ederken Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve tek deniz şehidinin  nereye gömüldüğünü sorguladım.

Kaymakam İbrahim Çay ilgi gösterip bir komisyon oluşturdu şehidin mezar yerini bulmak için.

Sonra???
Yok… Nasıl olsun ki, belediyenin mezarlık arşivi diye bir bilgisi yok…
Yok yani...
Kentimizdeki aydınlara başvurarak, “biliyor musunuz?” dedim.
Herkes, İskele Camisi’nde kılınan ikindi namazını biliyor. Sonra şehidin gömüldüğü yer konusunda sadece tahminler öne çıkıyor.

Derken…
Dr. Can Canver’e aynı soruyu yönelttiğimde, “elimdeki fotoğraflara bakacağım. Son dönemde fotoğraf okuma sanatıyla ilgili eğitim de aldım çünkü” dedi.
Fotoğraf okuma sanatını iyi ki almış. Yıllarca baktığı ve göremediği Şehit Serdümen Recep Kahya’nın şu anki Kız Yetiştirme Yurdu’nun bahçesi ile yıkılan ve yenisi yapılacağı bilinen postanenin arasındaki alanda bulunan şehitliği tespit etti.

Müthiş bir olay ve harika bir manevi haz.
Paylaştı bizimle Can Bey.
Ve bugünün manşetini de  Can Canver’in Recep Kahya’nın gömüldüğü yerin fotoğrafından haber yaptık.
Ama…
Asıl iş şimdi.

Çünkü; o alandaki şehitlik yol yapım çalışmaları nedeniyle kaldırılmış ve şehitlikteki mezarlar taşınmış.
Soru şu: Nereye?
Şimdi, özellikle askeriyenin arşivine başvurmaktan başka seçeneğimiz kalmadı.
Emir demiri keser.

Askeriyeye yeni bir amiral geldi ve eğer ki ister ise bu arşivi tereyağından kıl çeker gibi arar bulur ve çıkarır.
Bakalım.
Şehit Recep Kahya’nın mezarının nereye taşındığını da bulabilecek miyiz?