İzlediniz değil mi, anjiyo olmakta olan hasta ile yapılan stent pazarlığını.
10’a var, 20’e var, 35’e var. En ucuzu 10’a olur!
Hem de kaç tane stent takacakları veya takmadan “taktım” diyerek ne isteyeceklerinin de ucu açık.
Biliyor muyuz?
Kontrolü nerede?
Yandan Halimem yandan.
O haberi izlerken utandınız utandık!
Ekranlara yansımayan kim bilir daha neler var neler.
Ah ah!
*
Bir arkadaşım anlattı sol bacağındaki üşüme için gittiği kardiyalogda başına gelenleri. Kardiyalog ayaklarını muayene etmiş ve “sol bacağında nabız yok” diyerek döpler çekimine göndermiş. Döplerin çekimi sırasında “sol ayağımda nabız atmıyormuş” diye sıkıntısını ifade edince, “hayır atıyor” diye yanıt verilmiş kendisine.
Çekilen döplerin ardından arkadaş bir başka kardiyologa gitmiş ve “bir şeyin yok ama sen yine de bir kalp damarcıya göster” yanıtını almış.
Raporu internetten şehir dışındaki tanıdık bir kalp damarcıya göndermiş ve yine “bir şey yok” yanıtını almasına rağmen, huylahlaşa başladığından raporun üzerindeki ismi silerek, ilk gittiği kardiyoloğun hastanesindeki diğer kalp damarcıya bir aracı ile göndererek “durumu nedir?” diye sordurmuş. O da “yok bir şeyi” dememiş mi.
Durum aynen böyle.
Yine ilk gittiği malum kardiyoloğa giderek “ayağımda nabız varmış öyle dediler” bilgisini verince, tekrar muayeneden geçirilmiş bu kez ise hiç atmayan nabız için “nabız az atıyor” yorumu gelmiş.
Hadi bakalım yandan yandan.
Durun hele daha devamı var!
“Eeee ne olacak?” sorusunu yöneltmiş hasta arkadaş ve almış yaldızlı cevabını.
“Anjiyo yapılacak tek ayak 10 bin iki ayak 15 bin lira. (Bu eski hikaye yeni rakamlar nedir bilinmez!) Tabi bu arada kalbe de bakıveririz.”
Oh oh!
Kardiyoloğun sekreteri girmiş araya hemen “Bu fiyatlar eski, Birkaç gün içinde artacak.”
Meyhanecinin şahidi şıracı!
*
Bizim arkadaş özel hastanelere giden hastaların müşteri olarak söğüşlendiğiyle ilgili çok şey duyduğundan dolayı, aslında kalp damarcının karar vereceği böyle bir durumda, kardiyoloğun “aman müşteri kaçmayın” anlayışı ile harekete ettiğini sezince, “peki” diyerek çıkıp gitmiş.
Tabi o arada özel muayene ücretleri de peşin peşin ödenmiş.
Gelsin mangırlar.
Ne hastasıymış o!
O eskidendi.
Şimdi, ballı gaymaklı müşteri.
*
Azınlık da olsa bazılarının bu ahlak dışı tutumu elbette iyi doktorlarımızı da isyan ettiriyor.
“Pes yeter artık yeter!” diyenlerin olduğunu duyuyoruz.
Hak eden alacak tabi ki.
Ama hakkını.
Hak ettiğini.
Arkadaş bu durumu bir başka tanıdık bildik doktorlara ayrıntıları ve tanıklarıyla birlikte anlattığında “yangınlardayım, boğuluyorum” diyenler bile olmuş.
Hatta ve hatta, bu kirli meslektaşlar nedeniyle başka şehirlere göç edenlerin varlığından bile söz edenleri duymuş.
*
Evet hasta can, muhasebeci ise patronun emri ile canının peşinde.
Belki o muhasebeci de utanıyordur bu ayıp durumdan.
Belki de kaşarlanmış da olabilir.
Her neyse!
Kim bilir; duyulan duyulmayan daha neler yaşanıyor/yaşanacak!
Bilsek ne olur, bilmesek ne olur.
Adı üstünde ”düzen” böyle!