Virüs ?!
Nedir bu virüs?
Bilgisayarı kilitmeyip işkenceler çektirenden söz ediyorum öncelikle.
Solucanı da varmış hem.
Word dosyasını açıp da iki kelam yazdırmıyor namussuz!
Bir aç bir kapan.
İsyan.
Programlar açmaz bilgisayar kasar.
Hay kasım kasım kasılası.
Sebep neymiş; virüs!
Meslektaşım Özgür öyle dedi.
En küçük bir sıkıntı da hemen “Özgür bu neden oluyor?” diye.
O da soruyor, “ne yapıyor abi bilgisayar?”
Şunu şunu yapıyor çalışamıyorum diye söylensem de, virüs denen illet başa bela.
Fren!
O anda beyninde oluşturduğun cümleleri yitirdiğine mi kızarsın, odaklandığın konunun dağılmasına mı kızarsın, boşa harcadığın zamana mı yanarsın.
Hay senin virüs gibi yedi ceddine.
İsyan…
Gün boyu bilgisayardaki virüs ile uğraşmanın gerginliği içinde söylendim durdum.
Vay be virüs.
Nasıl girdin hayatımıza da bizi kilitledin.
Senin hiç mi vicdanın yok.
Sonradan öğrendim virüslerin yazılımını virüs programları satanlar yapıyormuş.
Sektöre bakar mısın?
Üret virüsü sonra sat antivirüs programlarını.
Ve herşey yasal.
Peki bu bilişim sektörü virüsleri üretip sanal aleme yayanları yakalayıp da hesap soramıyor mu?
Ah ! İsteseler öyle bulurlar ki.
Adresler açık.
Biliniyor.
Ve markaları da var.
Kim antivirüs programı üretip pazarlıyor ise yapışın yakasına.
Sistemi kaput edenler onlar.
Sanal alemde dans ederek de para kazananlar bu problemin sebepleri.
Hem bozuyor hem de çözerek sevindiriyorlar.
Dünya bu işte.
Peki ya şu hastalıklar?
Sağlık alanındaki virüsler nasıl türedi?
Yoksa ! Yoksa, ilaç firmaları mı üretiyor virüsleri.
Anlaşıldı.
Bizi her açıdan kucağa alıp da, sömürüyorlar.
Kim mi?
Vahşinin vahşisi kapitalizm.
Ne diyelim şimdi?
Gücümüz yetmez ki!
Tek cümle:
Batsın bu dünya…