Tam tamına 793 metre derinliğinde İnağzı’daki bir mağara varmış.

Bu mağara bir dönem kanalizasyon atıkları için kullanılmış.

Evet evet.

Kanalizasyon atıkları için kullanılan mağara.

Kim mi kullanmış?

Vizyonu çok iyi olarak bilinen başkanın biri tarafından hem de.

Ne vizyonmuş ama.

 

Bu mağara kanalizasyon atıklarından kurtarılmış ama izleri kalmış. mağaradaki sarkıt, dikit, sütun, örtü ve duvar damlataşları kirli mi kirli.

Temizlenmesi gerek.

Peki kim temizleyecek?

Öncelikle elbette ki kamu.

Sonra, çevre dernekleri.

Ardından eğitim kurumlarının çevre kolları.

Normali bu.

Konu mağara ve kanalizasyon atıkları olunca, normal oluyor mu anormal.

Kimse elini sürmemiş bu b… işe.

Ama bir gün bir Don Kişot çıkmış ortaya ve “ben varım” demiş.

Demiş demesine ama arkasından gelen yok.

Oraya gitmiş buraya gitmiş ı-ıı !

Temizliği yapabilmek için kolları sıvamak da yetmemiş.

Bir kişi koskoca mağarayı nasıl temizlesin ki.

Sponsor aranmış Emeğin Başkenti’nde.

O da ı-ıı!

Akıl alır gibi değil !

 

Derken biri  birilerini arayıp bulmuş sponsor.

Nereden mi?

İstanbul’dan.

Çevre duyarlılığını gösteren İstanbullu firmanın desteğiyle, 4 kişilik ekip 15 gün boyunca diş fırçaları ile temizlik yapacak İnağzı mağarasında.

 

Konuyu bu ısrarla takip eden ve temizlenmesi için büyük çaba harcayan Engin Zaman’ı aradım telefonla ve kutladım bu duyarlılığından dolayı.

Dertleştik biraz.

Korkusu da varmış bu çalışmayla ilgili.

“Ya durdururlarsa?” dedi.

“Kim durduracak Engin?” diye sordum.

Dedi bir şeyler.

Benim görüşüm “Sanmıyorum” yorumuyla noktalandı.

 

Engin son bir şey söyledi:

O da “Bu işin dünyada ilk kez olması hepimizin ayıbı” dedi.

Bizim ayıbımız!

Ne kadar çok şey ifade ediyor bu cümle.