Bu aralar ata memleketim Sinitli’ye sıkça gidip geliyorum. Çünkü kök ailem orada yaşıyor.  Ziyaretlerim sırasında bir araya geldiğimiz akşam toplantılarında,  gündeme gelen en önemli konu ise kırsalda yaşamanın zorlukları üzerinde görüş paylaşımlarımız oluyor. .

Ne yapar, ne ile geçinirler, yaşam nasıldır, trafik sorunları var mıdır, muhtar çalışır mı, cami hocaları Cumhuriyetimiz ve Atatürk’e bağlılıklarını ifade eder mi,  nasıl ısınırlar, yeni kuşak bağ bahçe işlerine meraklı mı, şu pat pat denen aletin yarattığı gürültü kirliliği ne boyutta?

Falan filan!

Kırsalda dert biter mi hiç?

Adı üstünde kırsal.

Gözden ve gönülden hep uzak!

Sürekli göç vermekten dolayı neredeyse sadece emeklilerin yaşadığı kırsalda, o eski öküz arabalarını bulmak, buğday biçenleri ve döğenleri görmek mümkün değil ki. Köylerde artık at, eşek katır bile yok.

Kış mevsiminin içinde bu gidip gelişlerimizde en dertli konu ısınmak olarak öne çıkıyor.

Anlatıyorlar:

“Burada bir kış en az 50 bin lira.”

Açıklaması da var:

“Odun ve kömürünü al ve bırak işçiliğini temiz bir 50 bin lira vereceksin. Kandilli kömürü alıp yakamazsın tonu 15 bin lira  civarında. Toz kömür alırsın 7 ton verirsin 35 bin lira. Eh şuradan buradan odun da buldum verdin mi 15 bin lirada oduna. Etti mi 50 bin lira. Ha, köyde olup belediye sınırları içinde isen tam yandın. Orman ihtiyaç vermez. İhtiyaç dediğin kışlık odun. Köydekiler 7 star dunu 5 bin liraya alır, sen belediye içinde isen, bu hizmetten yararlanamazsın.”

Isınmak için odun kömür almak yetmiyor tabi ki.

Nakliyeyi de geçtin, yakmak gerek o toz kömürü. Ancak odun ile yakarsın ve sürekli de karıştırarak tutuşturabileceksin.

Yoksa zor.

Tüter.

Hele bir de lodos baskınına uğrarsan boğulursun.

Allah korusun Allah!

**

Dinlemeye dayalı ortamların umudu da var.

Ne mi?

Tabi ki doğalgaz.

“Bize de gelir mi?” diye haberciden haber almak için soruyorlar.

Kem küm!

İşi esriye dökerek “ağala bülü” diyebiliyoruz.

Bir dokunup bin bir ah işittiğimiz yakınlarımıza ve dostlarımıza başka  ne diyebiliriz ki?

Umut vermek kolay!

Yani yalancılık.

Doğru bir bilgimiz yok ki verelim.

Umut!

Evet umut etmek lazım.

Gün doğmadan neler doğar ufuktan.

Kim bilir bir de bakmışsınız ki, 2025’de  önce Ormanlı Beldesi ve güzergahındaki köylerin de ısınma sorunları biter mi bitilir mi?

Olu molu  a evlatcum telaşe yok!

Dedim ya, “ağala bülü!”

Eger ki “ağala” böyle bir hizmeti sağlar ise, inanın kış ayları için Ereğli ve çevresindeki yerleşimlere göçenler bile geri gelir geri.

Hem de seve seve!

Ne var şehirde trafik keşmekeşi ve gürültüden başka.