Immanuel Nobel 1800’li yıllarda yaşamış İsveçli bir İnşaat Mühendisi. Aynı zamanda önemli bir iş adamı.

Eski ismi Leningrad olan St. Petersburg da mühimmat üretimi yapan bir tesisin sahibiydi. Üretiminin neredeyse tamamını Rus ordusuna satıyordu, yani müşterisi hazır bir işi vardı.

Elbette çok iyi para kazanıyordu, taki Kırım savaşı bitip iflas edinceye kadar.

Oğul Alfred Nobel’ in İtalyan kimyager Sobrero’nun icat ettiği nitrogliserin’ in kimyasal özelliklerinden faydalanarak Dinamit’i üretmesi ile birlikte, aile iflastan kurtuldu, kurtulmakla kalmadı yeni yatırımlarının da desteği ile tekrardan büyük bir servete sahip oldu.

Ömrünün büyük bir kısmında mühimmat, silah, patlayıcı işi yapmaktan, yani insanların üzerine ölüm kusan imalatlardan başka bir şey bilmeyen Nobel ailesi.

Hayallerinin ötesine geçen büyüklükte bir varlığa sahip olduktan sonra, Oğul Alfred Nobel, parayı koyacak yer de bulamayınca, bir vakıf kurup dünyada ses getirecek ödüller dağıtmazsam, ahirete gözüm açık gider! diyerek yeryüzündeki çoğu şaibeli varlıklının yaptığı gibi variyetinin bir kısmını bu vakfa bağışlayarak Nobel Vakfını kurdu.

Bilim insanlarının.

Bilinen tanınan, saygın düşün insanlarının ifadelerine göre,

Nobel ailesinin, günahlarından arınmak, isimlerinin üzerindeki kötü imajdan kurtulmak için kurdukları söylenilen vakıf.

Ailenin vasiyeti gereği, altı kategoride, bazı kişi ve kurulların seçtiği, bazı kişilere ciddi paralar eşliğinde!

Popülizm yanlılarının itibar ödülleri olarak da değerlendiği Nobel Ödül’lerini vermeye devam ediyor.

Önceki yıl boyunca insanlığa en büyük faydayı sağlayanlara? tıp, fizik / fizyoloji, kimya dallarında verilen ödüllerin, ailenin geçmişte yaptığı ticari işlere çağrışım yaptığı çok fazla konuşulup eleştirilse de 1901 yılından buyana verilen bu ödüller hala hem popülerliğini hem de tartışılır halini koruyor.

Ekonomi ödülünün bu işin içine katılması az biraz anlaşılabilir ama! Edebiyat ve hele hele Barış adına bir ödülün verilmesini manidar bulanların sayısı oldukça fazladır!

Dünyanın edebiyat ve düşün alanındaki önemli isimlerinden Fransız yazar ve felsefe adamı Jean Paul Sarte,

Bu ödülü kazandıktan sonra artık yazı yazmıyorum, diyerek ödülü reddetti. Nedenini bu ödül, yazarın okuruna karşı sorumluluğu ile bağdaşmıyor diye açıklamıştı.

.........................

Jose Alberto Mujica Cordana adı ilk söylendiğinde pek çok kişi için bir şey ifade etmeyebilir.

Kısa adı Jose Mujica Uruguay halkının bildiği tanıdığı ismiyle Pepe 2010-2015 yılları arasında ülkenin 40. Cumhurbaşkanı olarak görev yaptı.

Eski gerilla siyasetçi ve önemli bir devrimci olan Pepe, askeri diktatörlük zamanında 12 yıl hapis yattı.

Ülkesi demokrasiye geçince sırasıyla Milletvekili, Senatör, Bakan oldu. 2009 yılında %52 oy oranıyla Devlet Başkanlığına seçildi.

Dünya onu varlıklı ülkenin, yoksul Devlet Başkanı olarak tanıyor. Ne bir makam arabası ne sarayı nede korumaları vardı.

Eski Model Volkswagen Kaplumbağası ile işe gidip geliyordu.

Aldığı 12.000 Usd maaşının ancak 1.200 Usd ’sini kendine ayırıyor diğer kısmını yoksullara dağıtıyordu.

Şimdilerde mütevazi çiftliğinde krizantem yetiştiriyor, karısı ile birlikte yaşıyor

Uruguay’ın kişi başı geliri 17.000 Usd, yıllık enflasyonunu %8,5, İşsizlik oranı %7,5 civarındadır.

El Mundo Gazetesinde Nobel Barış ödülü adayları arasında adının geçtiği Pepe’ye sorulduğunda.

Ukrayna’da, Irak’ta Suriye’de Filistin’de yaşananlar orta dururken, İsrail Filistin halkına soykırım yaparken,

Barış ödülünden söz edilmesine tahammül edemiyorum, bu ödülün kaldırılması lazım, bu ödül bana verilse bile kabul etmem dedi.

2024 de yemek borusundan kanser teşhisi konulan 89 yaşındaki Pepe, artık tedavi edilmeyi de reddediyor.

Dürüst olmam gerekirse ölüyorum, rahat bırakılmayı istiyorum, hayata şükranlarımı sunuyorum, vatandaşlarıma veda etmek istiyorum, çitliğimdeki Sekoya ağacının altına köpeğimin yanına gömülmek istiyorum dedi.

........................

Kanser, yüzyılın amansız hastalığı olarak kabul ediliyor.

Son zamanlarda kasabada da bu hastalığa yakalananlar çoğaldı.

Resmi verilerine göre vilayet genelinde bu hastalığa yakalananların %60’ı bizim kasabada deniliyor.

Hava kalitesi ölçüm istasyonunun ay ay, gün gün, saat saat yaptığı ölçümlere göre kasaba, her ay, her gün, her saat sağlıklı yaşanabilir, sağlıklı solunabilir halinden bilinen nedenlerden! dolayı hızla uzaklaşıyor.

Kasaba sevdalılarının, seçilmiş yerel yöneticilerin, çevreye duyarlı gönüllülerin, tüm feryatlarına isyanlarına kulaklarını tıkamış, sorumluluktan uzak, atanmış kifayetsizler, yüzleri kızarmadan, sıkılmadan, utanmadan ben de burada yaşıyorum, insan kendini zehirler mi dahiyane söylemleriyle!

Ve de akıllarınca ahaliyi ne güzel kandırıyoruz pişkinliğine hala devam ediyorlar.

Nuri ÖZTÜRK / İzmir