26 Ocak 2009 gecesi saat 23.00 sıralarında telefonla aradı Murat Sesli ve “Eyüp Abi torunun olmuş yaşı uzun olsun, Allah analı babalı büyütsün” demişti.

Ertesi günü gözaltına alındı ve ardından da tutuklanıp cezaevine konuldu.

Babası Mehmet Sesli yaşama veda edip sonsuzluğa uzanınca da avukatının tahliye talebi kabul edilip serbest kaldı.

Sesli, şimdi tutuksuz yargılanacak.

Umarım suçsuz olduğu yargı kararıyla  ortaya çıkıp da aklanır.

 

Sesli gözaltına alınıp tutuklandıktan  birkaç gün sonra  kaleme aldığım “Gülme komşuna” başlıklı yazımda düşüncelerimi şöyle dile getirmiştim.

 

“………..Beni en çok etkileyen Belediye Başkanı Murat Sesli’nin hem gözaltına alınması ve hem de ardından tutuklanması oldu. Bir çokları gibi Sesli’nin karıştığına asla inanmadığımız bazı olaylarla ilgili bağlantısının izleri hiç silinmeyecek.

Sesli’nin belediye başkanlığına geldiğinden bu yana yaptığı icraatların tamamına yakınını asla onaylamıyorum.

Sesli bir parça nefes alıp da kendini dinleseydi elindeki yetkileri çok daha verimli kullanabilirdi.

Bu çok ayrı bir konu.

Belediye Başkanı olarak onaylamadığım Sesli’yi “İnsan Sesli” olarak severdim.

Hep saygılı oldu. Abi’den aşağıya inmedi.

AKP Milletvekili Fazlı Erdoğan “kapatın o gazeteyi” diye emir yağdırdığında bile bizimle olan (sadece dostluk) iletişimini kapatmadı.

Hatta, gözaltına alınmadan 6-7 saat önce de telefonla arayarak; “Abi torunun olmuş Allah analı babalı büyütsün” sözleriyle iyi dileklerini ileterek, nezaket gösterdi.

Bugün Murat Sesli hapiste. Siyasi yaşamı ve bir çok durumu tehlike altına girdi, gözaltına alınması ve tutuklanmasıyla.

Sesli’nin belediye başkanlığı görevinde iken biz çevresinde hiç yer almadık.

Uzak durduk.

Sesli bugün zor durumda.

Bazıları gülebilir.

Sevinç çığlıkları atabilir.

Hatta, sürekli yanında olarak bir şeyler koparma peşindekiler terk de (ilk önce fareler kaçar) edebilir.

Bu bize uymaz.

İnsan yönü ile tanıdığım Murat Sesli’yi bugün içinde bulunduğu zor koşullarda sevdiğimi söylüyorum.

Yalnız değilsin Murat Sesli.

Seni insan olarak seven bir avuç da olsa dostların var.

“Allah kurtarsın” derler.

Dileğim bu yönde.

Son bir söz: Gülme komşuna gelir başına……”

 

En son 26 Ocak tarihinde görüştüğüm Sesli ile yine telefonla ve bu kez ben arayarak 10 Eylül 2009 günü 11.45’de görüştüm ve babası için “toprağı bol olsun”, kendisi için de “geçmiş olsun” dedim.

İnsan olarak değer verdiğim Sesli’nin başına gelenlerden üzgünüm.

Bu noktadan sonra “keşke” nin anlamı da yok.

Yaşam devam ediyor.

Hepimiz için de.

 

Ve yine vurgulayayım ki, kimsenin kötülüğünden bir başkasına iyilik gelmez.

Hani bir söz var; benim için ne düşünüyorsan Tanrı sana iki katını versin diye.

 

İyi düşünmek iyi insanların işi.

Kötülük yapmak veya düşünmek de kötülerin.

Herkes  iyi olsun.

Kimsenin kötülüğünü istemesin.

Yaşadığımız kentte iyi günü de kötü günü de paylaşarak farklı olalım.

 

Şu da çok açık ve bilinen gerçek ki.

Kin ve intikamla beslenen hırs sağlığa zararlıdır.

Bitirir!

Yok eder!..

 

Son bir vurgum ise yine bilinen bir deyim:

 

“Küçük insanlar insanları,

normal insanlar olayları

büyük insanlar fikirleri konuşur"