Ne garip bir ülkeyiz biz.
Devlet içinde devlet aranıyor.
Komplo teorileri birbirleri ile öyle yarışıyor ki, rallileri bile toz duman arasında bırakıyor.
Cemaat savaşlarından bahsediliyor.
Yargı kararlarını pas geçmek için özel yasalar çıkarılıyor.
O oluyor, bu oluyor, şu oluyor.
Ve meydan kirli bilgiler ile tamamen karartılıyor.
Ortada ışık yok.
Umut ise hiç yok.
Hangi söze,
Hangi yazıya,
Hangi kişiye,
Hangi kuruma,
Hangi kapıya,
Hangi yola güveneceğiz bilmiyoruz
**
Herşey birbirine girdi.
Girmeyen ise girmek için sırada bekliyor.
Cumhuriyetin turşusunu kurmaktan söz edilirken, ilke ve devrimlerin adı bile geçmiyor/geçemiyor.
Tüm bu keşmekeşin içinde atanmışlar ve seçilmişlerden söz ediliyor.
Merak ediyorum:
Atanmış kim?
Seçilmiş kim?
Adına demokrasi denilen bu sistem içinde, seçilmiş kim var? sorusuna yanıt arıyorum.
Sahi siz biliyor musunuz seçilmiş birini?
Sakın örnek göstermeyin.
Veya gösterdiğiniz örneğin temelinde önseçim olsun ki eh, peki!! diyebilelim.
Seçilmiş denilenler de, atanmış denilenlerin de tümü neredeyse atanmıştır bu ülkede.
Cumhurbaşkanı seçildi mi?
Başbakan seçildi mi?
Bakanlar Kurulu seçildi mi?
Milletvekilleri seçildi mi?
Belediye başkanları, il genel ve belediye meclis üyeleri seçildi mi?
Hayır!
Tümü de atandı.
Cumhurbaşkanını bile başbakan atamadı mı?
**
Genel başkan ve genel merkezlerin listelere yerleştirdiği isimlere oy vermek zorunda kalan Türk Ulusu değil mi?
Kırk katır veya satır işi bu.
Tercihli oy kullanabiliyor mu bu seçmen?
Listeden istediğini seçme hakkı bulunsa bir eh daha çekilebilir.
1991 seçimlerinde Hasan Akyol listenin ikinci sırasından tercihli oylarla liste başına çıktı ve meclise gidebildi.
Böyle kaç tane örnek var?
Ve hangi partide önseçimle adaylar belirleniyor ki?
Genel başkanlar kendilerine emret efendim milletvekilleri atamıyorlar mı yıllardır?
**
Bir de devletteki sisteme bakalım.
İşin içine siyaset de girse liyakat denen bir gerçek var. Onsuz olmaz, olamaz!
Herhangi bir kişiyi vali, kaymakam, müfettiş hiç yapamazsınız.
Müsteşar da yapamazsınız.
Yargıda da seçimler var.
Emniyet müdürünü de atarken dosyasındaki karizmasına bakmak zorundasınız.
Atanmışlar diye küçümsenen kitlenin oturdukları makamı doldurmakla ilgili yeterliliği vardır ki atanır.
Ya siyasette?
Genel başkan istediğini belediye başkanı, milletvekili ve hatta bakan yapabilir.
Atama çoğunluğuna sahip ise ve adayı yeterliliğe sahip ise Cumhurbaşkanlığı koltuğuna bile oturtabilir.
Var mı aksini iddia eden?
**
Siyasetçiler devletin birimlerindekileri atanmışlar diye küçük görmemeli.
Dahası o atanmışların bilgi ve birikimlerinden yararlanırken, karşılarına seçilmiş olarak çıkardıklarının da yeterliliğinin olmasına özen göstermeli ki, kalite artsın.
Türkiye'de bir gün; seçilmişler etiketi ile dolaşanların, gücünü temsil ettikleri görüş ve partililerden aldığı ve genel merkez ile genel başkanına biat kültürü altında ezilmediği siyasetçilerden oluşacağı günlerin uzak olmadığını umut etsek de, o umut da yok.
Görünen köyün kılavuz istediği nerede görülmüştür?