RTÜK’te CHP kontenjanından görev yapan Ali Öztunç ADD Devrek Şubesi’nin katıldığı toplantıda konuştuktan sonra Kdz. Ereğli’ye de geldi.

 

CHP’nin Kdz. Ereğli ilçe Başkanlığı tarafından düzenlenen ve bileti de 50 liraya satılan geceye katılan konuklar arasındaki Ali  Öztunç, bize de uğradı.

 

Haber merkezimize gelerek ‘geçerken uğradım’ diyen Öztunç’a siyasete başlama yaşının 18 olduğunu belirterek “Neden siyaseti sonlandırmanın üst yaşı yok” diye sordum. Sorumu, 65 yaşına gelen Genel Kurmay Başkanı, Anayasa Mahkeme başkanı ve üyeleri, müsteşar gibi çok önemli görevlerde bulunanların da 65 yaşında re’sen emekli edildiğine de vurgu yaparak “bu yaşa gelmiş bir kişi daire satmaya kalktığında bile akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için doktor istenirken, bu yaşı geçmişlerin toplum adına aldıkları kararlar ne kadar sağlıklı olabilir” dedi.

 

Öztunç güldü.

 

Bu tür soruların çok geldiğini ve Zonguldak’ta da aynı içerikli sorularla karşılaştığını belirterek “Bana göre 65 değil de üst yaş 70 olabilir” dedi.

 

Oh be!

 

Siyasetin üst yaşı olmasına dönük bir söz duydum.

 

Bu gönül rahatlığı içinde, ziyarete eşlik eden CHP’nin 2009 Milletvekili Genel Seçimleri’nde Zonguldak Milletvekili adaylarından ve hukukçu Ünal Demirtaş’ı da işaret ederek “Bana bir dilekçe hazırlamadı ki. Dilekçe hazırlamış olsa yıllar önce suç duyurusunda bulunacağım. Tüm 65 yaş üstü siyasetçilerin aldığı kararlar gözden geçirilmeli, sağ olanlardan  da sağlık raporu istenmeli” görüşünde olduğumu ifade ettim.

 

Ortak akıl diye bir şey var.

 

Öztunç’ta gençleşme konusundaki tepkilerini yaşlı siyasetçilerden örnekler vererek sürdürdü. Birbirini anlayan ve toplumun beklentilerine tercüman olmak isteyenlerin iletişiminin yarattığı heyecan büyüdü tabi ki.

 

İçimizi döktük karşılıklı.

 

 

Konu yaşlı siyasetçi çizgisinde olunca, yılbaşında bir yakınımın daveti üzerine Mersin’e gittiğimi, bu il de de yaşlı belediye başkan adayı yüzünden CHP’nin seçim kaybettiğini öğrendiğime dikkat çekerek, “Ereğli’de de aynı oldu. 20 yıl önce yaşlı  adayla seçime giren sol,  solun kalesini ANAP’a teslim etti.  ANAP ve DYP’de siyaset yapan eski belediye başkanı 20 yıllık görev süresi sonrası 70 yaşına gelmesine rağmen CHP’den aday yapıldığı ve bu nedenle sol bir kez daha yıkıldı” dedim.

 

Neden böyle?

 

Neden bu ısrar?

 

Özyurt, “en çok iki dönem” dedi.

 

Doğrusu da bu değil mi?

 

İki dönem görev yap ve bırak, sonra yeniden halk sizi istiyor ve sandıktan çıkıyor ise bir iki dönem daha yap.

 

Belki bu anlaşılır.

 

Ancak, partileri amaca giden yol da araç olarak gören bir zihniyet, “sen bir dur Kandıralı” dedirtiyor.

 

Sonuç; kaybedilen yıllar…

 

 

Öztunç ile söyleşimiz parti içi demokrasi konusunda daha da renklendi.

 

O da ‘önseçim’i savunuyor.

 

Doğrusu bu ya.

 

Önseçim yapılır ve kim sandıktan çıkar ise o siyasal hareketin içindekinin içine sindirmesi gerekir.

 

Sandık ne derse o.

 

Genel merkezde ayar çekip de girmek değil ki olay.

 

Aslolan, örgütün onayı.

 

Örgüt diyecek ki, “sıralama böyle olacak” bitti.

 

Kimin kime kaşın üstünde gözün var demeye hakkı var o zaman.

 

Ki, önseçim hareket getirir.

 

Heyecan getirir.

 

Demokratlığın dinamizmi ile bağlılık getirir.

 

Amaç getirir.

 

Koşturarak çalıştırır.

 

 

Öztunç ve beraberindekiler ile aynı çizgide buluşmak iyi geldi.

 

Söz ile de olsa, gençliğe önem veren, siyasette üst sınır olması gerektiğini dile getiren ve ön seçimden yana olduğunu altı çize çize ifade edenleri bulma şansını uzun zaman sonra yakaladım.

 

Sonrası mı?

 

Yemekte patırtı gürültü çıkar görüşünde olanların haklı olup olmadıklarını gelecek haberlere dikkatimi vererek bekledim.

 

Olmadı.

 

Kavga gürültü yokmuş.

 

Bu şunun işareti olabilir mi?

 

Tabanın ‘gençlik’ sesi örgüttün sesi olarak daha mı öne çıktı.

Öyle ise umut var.

Şu eskiler de bir temizlenirse, CHP’nin yolu açık.

Yoksa…

AKP’nin değirmenine sadece su taşırlar.