İş yaşamında 50 yılı geride bırakmak kaç kişiye nasip olur?

Bu rakamı orana vurursanız yüzde kaç çıkar?

Çalış…çalış… çalış…

Hep çalış…

Gece deme, gündüz deme çalış!

Bayram deme, seyran deme çalış!

Yaşamının her anı çalışma ile yoğrulup da, şöyle geriye baktığınızda 50 yılı devirdiğinizi görünce, çok derin ve anlamlı bir mutluluk çöküyor insanın yüreğine.

Müthiş bir manevi  haz!

Vay be!

Daha dün… EKİ İnsan-gücü Eğitim Müdürlüğü’nün 2. Dönem Çırak Kursu’nun iki yıllık yatılı okulunu bitir ve 17 Ocak 1970’de de aynı kurumun Armutçuk Müessesesi’nde zorunlu hizmetine başla… Yıllar içinde şartlar seni, amatörce heves olarak başladığın gazetecilikte profesyonelliğe götürsün ve toplam iş yaşamında yarım yüzyılı geride bırak. Ki, bunun 25 yılı da günlük yayımlanan Ereğli Önder’de olsun.

Günlük gazete deyip geçmeyin sakın. O öyle bir dünyadır ki, zamanın her akışı haberin merkezinde olmaktır. Ki, benim de 40 yılı aşan ve 33 yılı profesyonel olarak günlük yayın organlarında geçtiğini düşünürseniz, ister istemez  ilçenin canlı kütüphanelerinden biri olursunuz.

Önder’de 25 yıl. İnanın kardeş kardeş ile geçinemez çeyrek yüzyıl.

Biz zor da olsa geçinmeyi başarırken, 50 yıllık iş yaşamını geride bırakmanın  noktasını  Önder’de koymanın eşsiz mutluluğuna ulaştım.

Şen ola çalışmak şen ola.

*

Birkaç gündür 17 Ocak’a odaklanmış düşünüp durdum. 66 yaşına da veda edip 67’ye selam vererek eşiğinden geçtiğimiz yeni yaşım da, bu duygusallık arasında kaynadı gitti. Aslında bilerek kaynatıp kendimi dinledim “yaş günü” kalabalığından kaçarak.

 2 çocuk 3 torunlu bu günlere elbette kolay ve şaşalı gelinmedi.

Herkesin hayatı romandır. Bizim ki de öyle! “Bir anlatsam roman olur” diye başlayanlardan değilim ama , gerçekten de öyle.

Özellikle gazetecilik sektöründe kesintisiz kalıp da halen daha mesleği sürdüren kaç kişi kaldı ki.

Hep gittiler!

Turan Kayalı, Avni Saka, İlhan Yapıcı, Behzat Atalar, Bedri Erel, Birol Karadeniz, Ali Suat Eser, Şadan Sönmez, Fazlı Vural’ın isimleri kime ne anlatır ki?

Eskiler bilir ve hatırlar bu gazetecileri.

Zaten biz birkaç kişi kaldık!

Keleynak mı ne derler bunlara/bizler?

*

İnsanı diri tutan çalışma.

Son yıllarda çok aktif olmasa da, mesleğin içinde olmak ve geçmişten bu  güne geçen süreci “kimler geldi kimler geçti” diye sorguladığımda, iz bırakanlar listesindeki anılar sadece birkaç ismi öne çıkarıyor.

Örneğin; Vali İsmet Metin. Kaymakam Mehmet Ulvi Ezgü. Eski siyasetçi  Feyzi Yılmaz. Erdemir emeklisi Muhsin Ercan. Milletvekili Ercan Candan. Eğitim Dede İbrahim İzmirlioğlu. TSO eski Genel Sekreteri Alp Güleç.  Kan bağışçısı Nacet Akpınar. Erdemir eski Genel Müdürlerinden Tanju Argun. TSO Başkanı Mustafa Arık’ı “Unutulmayanlar” listesinin başına yazdım.

Elbette daha çok isim/isimler var.

Bu insanlar farklı özellikleriyle iz bırakmışlar gönüllerde.

Çalışmışlar.

Üretmişler.

Üstlendikleri görevleri yerine getirip (Ya da getirmeye çalışıp) sevenlerinin yüreklerine girmişler.

Helal olsun!

*

67 yaşa merhaba dedikten  birkaç gün sonra 50. Çalışma yılını da geride bıraktığımın duygusallığı içinde, sizlerle sevgiyi paylaşmak istiyorum.

Diyorlar ki, ne dilersen o seni gelir bulur. Kimse için kötü dilekte bulunma. Her şeyi Allah’ın adaletine bırak ve sevgi iste.

Sevdim çalışmayı ve bana 50 iş yaşamına ulaşma ve bitirme şansı verdi.

Allah’a şükrediyorum.

Çünkü o beni çok seviyor !