Başlar artık!
Başlar değil pardon, başladı bile.
Cart car.
Zar zar.
Of!
Düğün konvoylarından söz ediyorum.
Bu gürültü kirliliğine kimse dur demedi.
Belki de diyemedi.
O zaman ne diyelim?
Yok mu bir babayiğit?
Yok mu?
Kardeşim bir kentin gelişmesi sadece para değildir.
Kültürdür.
Sanattır.
Yaşam biçimidir.
Senin kentinde halen daha hoparlörden anons yapılıyor ve gürültü kirliliği devam ediyor ise orada gelişmişliğin g sinden söz edemezsin.
E-posta var.
SMS var.
Bir tık ile binlerce kişiye göndereceğin mesajı iletirsin.
Anons sistemi çağdışılıktır.
Rahatsızlıktır.
Gürültüdür.
Sen sabahleyin balkonda kahvaltı yapmak iste ve her gün saat 10.00’da ölüm haberleri başlasın.
Neşe meşe kalır mı?
Güne ölümle başlamak kadar kötü bir psikoloji olmaz/olamaz!
Düğün konvoyları da öyle.
Karşıdan cenaze arabası geliyor, düğün konvoyu şen şakrak olmanın dışında tüm toplumu rahatsız ediyor. Cenazesinin peşinde gidenlere de sanki “on ne iyi oldu” der gibi basıyorlar kornalarına.
Sanki..
Tabakhaneye bir şey yetiştirecekler.
Ayıp ayıp!
Bu işi önlemek çok mu zor?
Belediye, emniyet ve düğün salonları bir araya gelip önlemler üzerinde anlaşmayı yaptıkları anda iş biter.
Düğün sahibine alınan kararlar iletilir ve gürültü kirliliğine yol açmanın hem yasak hem de ayıp olduğu bildirilerek olası olaylara sebep olmaması istenir.
Hiçbir şey zor değil.
Olamaz da!
Hani derler ya “önce eğitim” diye.
Söyleyip anlatıp öğreteceksin ki, bu gürültü kirliliğinin önüne geçeceksin.
Bir not da, Çilek Halk Otobüsleri Kooperatifi yöneticilerine:
Otobüsleriniz şehir merkezinin dışında çıktığında sürekle havalı korna kullanıyor. Lütfen müdahale edin ve bu yasağa sürücülerin uymasını sağlayın.
Hepimize gürültüsüz günler diliyorum.