4 Ocak 1991den bu yana 20 yıl geçti.
20 koskoca yıl.
O sabah Zonguldak ayaktaydı.
Madenciler eşleri ve dostlarıyla otobüslerle Ankara Çankayada çay içmek için yola çıkacaklardı.
Her şey hazırdı ama, devleti yönetenler yine devletin güvenlik kuvvetlerini kullanarak vatandaşın seyahat özgürlüğünü kısıtlamaya seçtiler korkularından.
Öyle de oldu!
Kiralanan tüm otobüsler Zonguldaka sokulmadığı gibi, Ankara girişinde yurdun dört bir yanından gelen otobüsler durdurulup içlerinde bulunan Zonguldak nüfusu yazan vatandaşlar da başkente sokulmadı.
Yolcular indirildi.
Hey gidi günler hey!
O sabahı anlamak için yaşamak gerek.
100 bini aşkın çay yolcularından biri de bendim.
Ereğli Memleket Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni olarak Zonguldaka gitmiş ve madenci eylemine katılacaktım.
Otobüsler gelemedi.
Ama kimse de madencilerin yaya olarak Ankaraya yürüyüş hareketini durduramadı.
Yüründü ilk gün Devreke kadar.
O yolların dili olsa da anlatsa.
20 yıl geçti evet madencilerin o şanlı yürüyüşünün üzerinden.
Devrekteki ilk gece ve ardından Mengen.
Bir gece yarısı polis ve jandarma tarafından toplanan işçiler.
Meşhur Deller Köprüsü.
Sonrası Boludaki görüşmeler.
Ve dönüş.
O yürüyüş Türkiye işçi sınıfının önünü açtı.
İş-Ekmek-Özgürlük mücadelesinde işçi sınıfı yüreklendi.
Dağ taş emek sesleriyle ses verirken, gemileri yaktık diyen büyük işçi önderi Şemsi Denizerde dünyaya nam saldı.
Ve en sonunda Denizerin katledilmesine kadar bir süreç yaşandı.
Türkiyede bugün işçi sınıfı diye bir kavram nerede ise hiç kalmadı.
En son Tekel işçileri çıktı ortaya.
Sonrası yine yok.
Sendikalar renklerin tümünü bıraktı ve baştan başa sarıya boyandı.
Yeni model işçinin sesi değil, işverenin sesi olan sendikalar ve sendikacılık türetildi.
Ama hepsi Denizerden sonra.
Şanlı yürüyüşün yıldönümü bugün.
Bir kez daha anıyorum Şemsi Denizeri.
Bir kez daha selamlıyorum o yiğit mücadeleyi veren madencileri.
Ve bir son nokta koymak istiyorum.
Bu nokta daha önce de kaleme aldığım gibi Şemsi Denizer cinayeti.
O cinayettir ki, Türkiyede işçi sınıfının dağılmasına ve sendikacılık anlayışının liboşluğa dönüştüğü süreçtir.
O cinayettir ki, Zonguldakın çöküş sürecine hız vermiştir.
O cinayet bu nedenle araştırılmalı.
O cinayetin perde arkasına ulaşılarak karanlıklar aydınlığa çıkarılmalı.
Düğüm burada.
Bu olay da!
Yirmi yıl sonra şanlı direnişin yıldönümünde heyecanlanıyorum yine.
Yaşadım çünkü o süreci.
Tanığım o tarihe.