Zonguldak Valisi Sayın Erdal Ata yapımı yılan hikayesine dönen Ereğli-Kandilli yolundaki güzergah değişikliği çalışmalarıyla ilgili son noktayı koymuş.

Vali Ata, “Vali sözü” vererek, “Ben İl'in valisiyim söz verdim yolu yapacağız” demiş.

Bu sözü yazdım bir yere.

Bu söz kanun.

Bu söz yerine getirilir ve ödünsüz de uygulanır.

Bu söz çünkü valinin sözü.

 

Ama bu sözün güzelliğinin getirdiği heyecanı paylaşırken de küçük bir hatırlatma yapmadan da geçemeyeceğim.

Sayın Vali Erdal Ata:

2007 yılında bu yolun çalışmaları başlatılırken, iktidar temsilcisi bütün milletvekilleri Kandilli’ye geldi ve büyük anonslarla yolun yapımını başlattılar.

Siyasetçiler nutuklar attı.

Ama dönemin Zonguldak Valisi Sayın Yavuz Erkmen’e dönerek “Sayın valim bu yol ne zaman bitirilecek?” diye sordum.

Benim valiye sorduğum soruya yanıt vermeye çalışan siyasetçilere de “ben soruyu vali beye sordum size değil. Çünkü siyasetçiye inanmam devletin valisine inanırım” diye de eklemek zorunda kaldım.

Evet bu görüşüm aynen geçerli.

Siyasetçiye inanmak.

Çünkü bugün yaşadığımız siyaset halkın değil genel başkanların belirlediği isimlerin siyaseti.

Yani, genel başkana en çok yağı çeken milletvekili sıralamasına girebiliyor.

Neyse konuya döneyim; Vali Erkmen “yıl sonunda bitirmeye çalışacağız. Ancak tek sorunumuz Köseağzı’ndan karşıya geçerken olacak” dedi.

Erkmen böyle dedi ama yolun yapımı yıl sonunda bitirilmediği gibi yıl sonunda TTK Armutçuk Müessesesi’nde çalışan madencilerden yolun yapımı için para toplanmaya kalkışıldı.

Bunun adı ayıptı ve biz de haberimizde “yılın rezaleti” başlığını kullandık.

Aradan gel zaman git zaman derken aylar ve yıllar geçti.

Hatta bu yolun yapımı sırasında iş makinası operatörleri ve diğer çalışanlarının Üstün Erçelik’in ortaklarından ve Kandilli’de ikamet eden Osman Tan aylarca yemek giderlerini karşıladı.

Ne tuhaf değil mi?

Neyse bunu devlet-halk dayanışması katogorisinde değerlendirelim ve es geçip unutalım.

Bugüne geldiğimizde, Kandilli halkının haklı tepkileri ile ses duyuldu ve nihayetinde konuya ilgi göstererek Kandilli’ye gelerek inceleme yaptınız.

Beni en çok mutlu eden de bu sözünüzün içindeki bir vurgu oldu.

Sizin elinize sarılan çocuklara “okuyacak mısınız?” diye soruyorsunuz ve “okuyacağız” yanıtını alınca da, “tamam o zaman ben İl'in valisiyim söz verdim yolu yapacağız” diyorsunuz.

İşte tüm vurgu bu.

Birincisi çocuklardan aldığınız “okuyacağız” sözü.

Diğeri de devletin valisinin verdiği söz.

İki tane anlamlı söz yan yana gelmiş.

 

“Ayinesi iştir kişinin söze bakılmaz” derler ya.

Hem daralan Ereğli’yi Kandilli yönüne genişletip büyütmek ve hem de göç veren kent olmaya mahkum edilmiş Kandilli’nin önünü açmak anlamında çok önemli bir şans olan Ereğli-Kandilli karayolunun yeni güzergah yapımı tamamlandığında, “ben giderim adım kalır dostlar beni hatırlasın” sözünü siz Kandilli’de yüreklere kazıyacaksınız.

Haticeleri çok gördü Kandilli.

Ama bir türlü neticeyi elde edemedi.

Belki bu kez.

Yolun tamamlanması ile neticenin bir ucundan yakalayacak.

Umarım hem sizin sözünüz ve hem de o küçük öğrencilerin sözü yaşam bulur.

“Kandilli bir kültürdür” sözüyle kök salmış çınar ağacının gölgesindeki mutluluğu paylaşanlardan biri olarak bu sözü hiç unutmam.

Ve hep şunu hatırlarım ki; sen devletine güvenmeye devam et.

Hep öyle yapıyorum.

Öyle de yapacağım.

Hata yapmıyorum değil mi Sayın Vali bu kararlılığımı sürdürerek?