Yine yaldızlı sözlerin havada uçuşup dans edeceği bir günü yaşayacağız.
Herkes atacak.
Herkes sallayacak.
Ve herkes; bugün kendinin ne kadar kadına şiddete karşı olduğunu ballandıracak.
Bana kalırsa bu sözler hikaye!
Neden mi?
Şiddet şiddettir.
Şiddetin kadını-madını olmaz çünkü.
Çocuk şiddet görmüyor mu?
Hayvanlar şiddet görmüyor mu?
Doğa şiddet görmüyor mu?
Peki, ya erkekler?
Evet, erkekler şiddet görmüyor mu?
Hepsi görüyor. Hem de nasıl! Dikenli tel ile dayak yesen daha iyi!
En çok şiddet gören de, çocuklar!
Bebekler.
Ve sonra da kadınlar tabi ki.
Şiddet şiddettir.
Şiddette bile ayrım yapmak, şiddet değirmenine su taşıyıp beslemektir.
Kadına şiddete hayır (mış)!
Bu söz ayrımcılık.
Bu söz ötekileştirmek.
Bu söz diğer şiddetleri görmemektir.
İnsan olan insan, şiddetin tümüne karşı çıkar.
Ayrım yapmaz, yaptırmaz ki!
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü onurlu bir gün.
Bu mücadeleyi kazanmak için verilen mücadeleyi anlatan filmi izlediğimizde boğazımız düğümleniyor hepimizin.
İsyan etmemek mümkün değil.
Bu güzel günde bari ayrım yapmayalım.
Birimiz hepimiz “Kadına şiddete hayır!” değil, “Şiddete hayır!” diye bağıralım.
İnsan şiddete hayır der.
İnsan cinsiyet ayrımı yapmaz.
İnsan diğer ayrımlara da karşı durur.
İnsan olmak budur işte.
Meydanlarda laflar.
Açıklamalarda gazlar.
Etkinliklerde sazlar.
Sonra?
Cinsiyet ayrımcılığı en önde.
Hepsi yanlış.
Çarpık!
Tutarsız!
Sonsöz; çocuğa, kadına, doğaya, hayvana ve erkeğe şiddete hayır!