“Kul olayım kalem tutan ellere, 
Kâtip arzuhalim yaz yare böyle. 
Şekerler ezeyim şirin dillere, 
Kâtip arzuhalim yaz yare böyle. 
Güzelim ey güzelim ey güzelim ey ey.”

Ne güzel bir söz “Kul olayım kalem tutan ellere” cümlesi.

Kul olayım!

Kul olayım kalem tutan ellere!

 

Sosyal medyanın içeriğindeki bazı paylaşımları okuduğumuzda ise -ne yazık ki- “kul olayım” demek mümkün değil!

Rezillik!

Hakaret!

Aşağılama!

Saldırı!

Küfür!

Tehdit!

Vesaire…

Yani, ayıp olan herşey var.

 

Sosyal medya “giydirmeli mektup” dağıtım alanı oldu.

Kim kime kızdı ise sallıyor içinde ne var ise!

Diyor ki, kızım sana söylüyorum.

Diyor ki, oğlum sana söylüyorum.

Diyor ki, sen, siz, o ve onlar anlasın!

Anlamazlar ise?

Oylum oylum fidan boylum!

 

Kötü örnekleri gördükçe insan utanıyor.

Nasıl bir vicdan?

Nasıl bir ruh dünyası?

Nasıl bir karakter özelliği?

 

Sosyal medyayı insanı insan yapan değerlerin dışında kullanma alışkanlığında olanların ayıplarının temelinde mektup var.

Yazan yazana.

“Kul olayım” sözünün içini doldurabilenlere alkış.

Ötekileri salıver çayıra gitsin !