Ne yalan söyleyeyim bu kadar kolay olacağını sanmıyordum.

Çünkü rakibimiz kardeş kulüp Bartın.

Her sezon şampiyonluk parolası ile liglere başlayan Bartınspor’u ağırlayacağımız Vefa Karakurdu Beyçayırı stadı (Pardon bunu stat mıtat denmez de, mecburiyetten) tıklım tıklım.

Her yer eflatun beyaz.

Her yer şampiyonluk arzusuyla yanıp tutuşan seyircimiz.

Ve bu zorlu karşılaşmaya olan büyük ilginin coşkusuyla arzulu başladığı temsilcimiz maça.

Daha maçın başında buldu Selahattin ile golü.

Sonrasında 80. Dakikalara kadar sağa yatıldı, sola yatıldı ve maç “hah böyle bitti bitecek” derken, Selahattin “bir daha atacağım” dedi ve attı.

Oh be!

“Şinanay yavrum Şinanay yavrum.

Şinanay da şinanay hopa şinanay

Müslümanı, Yahudisi, Urumu
İsporcusu, ihtiyarı, veremi

Kiminin saçı uçar, kiminin eteği...

Şinanay da yavrum şina şinanay
Şinanay da şinanay hopa şinanay”

 

Oldu bu iş. Oldu oldu!

Geliyor şampiyonluk!

Kapıda.

Yakında.

Bir nefes gibi.

Keyifler yerinde iken maçın sonlarına doğru Ferhat da “iki yetmez üç olsun” demez mi?

Dedi ve atıverdi 3. golümüzü.

Sonuç Ereğli Belediyespor 3 – Bartınspor 0,

Az kaldı az.

*

Maç biter bitmez:

“Oralara buralara gidiyalla

Kimseye habar vemeyala

Gizli gizli sevayalla

Ereğli güzelleri”

Türküsü çalınmaya başladı hoparlörden.

Hop de!

Yönetim, teknik kadro, futbolcular seyirciyi arkalarına alarak hatıra fotoğrafları çektirirken, hoparlörden türkü devam ediyor:

 

“Çilekleri toplarım
Güzellere satarım
Sevdiğimin uğruna
On beş sene yatarım

A benim bidanem bi yolcuk öpem mi
Öptürmezsen buralardan gidem mi

Oralara buralara gidiyola
Kimseye haber vemiyola
Gizli gizli seviyola
Ereğli güzelleri”

*

A benim bi danem bi yolcuk öpem mi?

Öpmeli.

Sevmeli.

Eflatun beyazlı günleri.

Kemal Doğrucu