Havalar ısınmaya dönüyor gibi…

Bir iki gündür baharın ayak seslerini duyar gibi olup salınıverdik .

Oh!

Çimenler,

Ağaçlar,

Kuşlar börtü böcekler,

Kediler köpekler,

Bir başka havalı sanki…

Haftanın sonundaki bu neşeli ortamın ardından “pazartesi sendromuna” takılı kalmadan “merhaba işbaşı” dedim ve tıkır tıkır klavye seslerine kilitlendim.

Şöyle bir haberlerin dünyasında dolandığımda,  ne yazık ki ilçemizde yine kavga kokuları, bu kavgaya benzin ve körükle gidişler, sonrasındaki derin suskunluklar, iç çekişmeler, ileri hesaplar, bireysel beklentilerden kaçıp genel haberlere gittim.

Genel de ise ölüm var.

Kimi ülke liderleri üçüncü dünya savaşından  söz ediyorlar.

Restler.

Meydan okumalar.

Ölenler veya sakat kalanlar ise bizden.

Senin benim çocuğum.

Aralarında bir tane bile ne zengin var ne de güç sahibinin evladı.

 

Derken; sosyal paylaşım sitelerinde turlamaya kalktığımda  AKP milletvekili Faruk Çaturoğlu’nun beni de eklediği bir ileti dikkatimi çekti.

Çaturoğlu’nun paylaşımında;  günün ilk saatlerinde (00.45) Milli Savunma Bakanlığı Bütçesi görüşülürken  Alemdar Gemisine İstiklal Madalyası  verilmesini istemiş.

 

Çaturoğlu, bu konuyu daha önce açıkladığı gibi bu konuyu takip ediyor.

Başarır ise elbette ilk alkışlayanlardan biri de ben  olurum.

 

Çaturoğlu’nun bölgemizi ilgilendiren ikinci konusu ise Kdz. Ereğli’nin ekonomisini dip yaptıran tersanel bölgesinin kapatılması olmuş. Tersaneler in milli bir gemi projesinin hayata geçirilmesi ile yeniden çalışmaya başlayacağını ifade etmiş Çaturoğlu.

 

Güne böyle bir haber ile başlamak iyi geldi.

Onca ıvır zıvır arasında söz ile de olsa bölgemiz açısından ciddi konuları duymak ve öğrenmenin hazzıyla vurdum klavyeye sevinçle.

Mutlulukla.

 

Yaşamın en temel hazinesi sağlık.

Bunu yaş ilerlediğinde daha çok anlıyor insan.

Sağdan soldan takırtı tukurtular gelmeye başladığında, şekermiş, kolestrolmüş, fıtıkmış, romatizmaymış falan yokladığında, “ah şu gençliğim” sözü fayda etmiyor.

Ama tüm bu rahatsızlıklardan kötüsü ise akıl sağlığı.

Eğer ki o yok ise veya gidip geliyor ise iş fena.

Önce kimliğini, sonra aile terbiyeni ve daha ötesi insanlığını kaybeder insan.

Allah korusun.

Demek ki, yaşamın en temel hazinesi akıl sağlığıymış.

Öyle ise Allah hepimizi bundan eksik etmesin.

İşte o zaman, akıllı işler ile değil, akılsız tezgahlara düşer ve toplumun “delidir ne yapsa yeridir” yaftasını alnımıza çakarız.

Biz hepimiz bölgemiz için akıl sağlığımıza çok dikkat edelim ki,   yaşamsal değeri olan konularımız gündemde yer bulup tartışılabilsin.

 

Şimdi….

Çaturoğlu’nun açıkladığı konuşmasındaki şu iki maddenin takipçisi olma zamanı.

Sözlerin hizmete dönüştürülmesi noktasında  unutturmama sorumluluğumuzu uyanık tutmak, akıl sağlığımıza da antrenman yaptırmaz mı?