Safranbolu’da Yörük Köyü varmış. Duyduk ve gittik. Giderken gördüm o çevre yollarını. Abi o ne güzel yollar öyle. Kastamonu, Bartın istikametine mi gideceksiniz, her yerde tabelalar ve Karabük ile Safranbolu’nun içine girmeden kırıyorsunuz direksiyonu istediğiniz yöne.

Vay anasını be!

Şu çevre yolunun yerleşim yerlerindeki vatandaşların can ve mal güvenliğine nasıl da koruduğunu söylemek için müneccim olmaya gerek var mı?

Maşallah ülkemizin her yerinde görüyoruz bu çevre yollarını.

Ya bizde?

Yani Kdz. Ereğli’de?

Bizdeki maşallah farklı.

Böğrümüze dalıyor tırlar, otobüsler, otomobiller.

Giriyor Alaplı’dan, plajlar bölgesi, Gülüç, Kışla, Devrek Yol Ayrıcı, Yeşiltepe, Kepez ve Ören diye devam ediyor.

Giderken de aynı güzergah.

Koskoca Ereğli’nin çevre yolu yok sevgili dostlar.

Diyeceksiniz ki “Ne var Ereğli’de” diye.

Öyle ya, ne var ki?

1965 yılında üretime geçen Türkiye’nin tek yassı mamül üreticisi Erdemir’i demiryolu hinterlandına bağlamak için projelendirilen Arifiye-Ereğli demiryolu hep askıda kalmış.

Programda var, ödenekte yok.

Bu arada Ereğli-Kandilli demiryolunu Kozlu’ya bağlamak çabası da boş çıkmış.

Oysa Cumhuriyet kurulunca projelendirilmiş Ankara, Karabük, Filyos, Zonguldak, Ereğli demiryolu hattı ama. Demiryolu projesi de Kozlu’da kalmış, bu tarafa geçememiş.

Niye abi niye?

Tünelin öbür ucundan Ereğli gözükmüyor mu?

Her iki taraftan demiryolu ulaşımına kapalı bırakılan koskoca Ereğli’de, Ereğli-Kandilli demiryolunu bile söktüler ya.

Ah benim başıma gelenler.

Erdemir’in küçük uçakların indiği havaalanı da 92 yılında kepenkleri indirivermiş.

Pardon; eski anılara gittik Safranbolu’daki çevre yolunu görünce.

Of of!

Batsın bu dünya.

**

Peki her yerde var da Ereğli’de niye yok?

Sebebini hadi siz bulup söyleyin!

Neden?

**

Neyse gittik o meşhur Yörük Köyü’ne. Yolda dedim ki “Atalarıma gidiyoruz”.

Gittik hafta içi köye saat 10.30 sıralarında ama in cin top oynuyor.

Köyün giriş yolundan itibaren turistleri karşılayan renkli tabelaların sahipleri yok olmuş sanki.

Bir kış, iki hafta içi, üç yılbaşı sonrası.

Köy halkı uyuyor!

Biz o boş sokakları dolanırken, Leyla Gencer’in büstünü gördük. Cemil İpekçi’de o köydenmiş ve adına sokağı bile var.

Biz çevredeki eski yapıların fotoğraflarını çekerken iri yarı bir köpek takıldı peşimize. Hayvanları sevsek bile tırsıyor insan böyle durumlarda. Ya ısırırsa, bize zarar verirse?

O köpek görünüşe göre uysaldı. Biz ile arasına belli bir mesafe koyarak takip etti bizi sessizce.

Hangi sokağa girsek gelip izledi.

Dönüş için aracımıza bininceye kadar da hiç bırakmadı peşimizi.

Hoşumuza gitti.

Üzerinde yorumlar da yaparken “köylü uyanmamış ama bekçileri sağlam” diye.

Dönüş için otomobilimize bininceye kadar bizleri rahatsız etmedi.

Mesajı açıktı “bu köy benden/bizden sorulur!” dedi.