Yaşamın her alanındaki “ayrım” denen çifte standart duruma dikkat çekerim.

Örneğin; “Hayvan severler Derneği” ifadesi.

Bu ifade (bana göre) doğru değildir.

Daha ötesi saçmadır.

Komiktir.

Şunu anlarım, kedi veya köpek severi.

Veya kuş severi.

Ama “hayvan  sever” ifadesiyle evrende yaşayan tüm bu canlıları bir bütün halinde değerlendirmeyi aklım mantığım asla kabul etmiyor/edemiyor.

Ne demek hayvan sever?

Sırala altına şimdi:

Gergedan, aslan, kaplan, yılan, köstebek, kirpi, timsah, ejderha falan filan.

Diğerlerini siz ekleyin isterseniz.

Elbette canlıların tümü güzel.

Allahın yarattıklarını sevmemek olur mu?

Ama tutup da bir derneğin adına “hayvan sever” i  yapıştırıyor isen, yemekte biftek istemeyeceksin. Kıyma olmayacak yemekte. Balık yemeyeceksin, tavuğa el sürmeyeceksin. Hayvan eti yemeyeceksin.

Söylemin ile yaptığın arasında bir tutarlılık olacak.

Örneğin; vejeteryan olacaksın.

Sadece kedi, köpek ve kuş severlerin tutup da tüm hayvanları sevdiklerini ortaya koyan dernek oluşumlarını işte bu nedenle samimi bulmam.

Hep de eleştiririm.

 

İşte bir örnek daha.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü.

Hoppala yârim yaz geldi, çarşıya kiraz geldi.

Ne demek şimdi bu?

Dünyada sadece emekçi kadın mı var?

Ya erkekler?

Onların var mı Dünya Emekçi Erkekler Günü?

Yok!

Peki ne var?

1 Mayıs.

Şimdi birileri tutup da, 8 Mart’ın anlamıyla ilgili vaaz vermeye kalkmasın.

İyi kötü biliyoruz anlamını.

Benim söylemim şu:

Kadına evet  erkeğe hayır!

Olmaz böyle şey.

Şu gibi: Kadına şiddete hayır!

Bu şu demek mi?

Erkeğe, çocuğa, yaşlıya, hayvana şiddette evet mi?

Elbette amaç bu değil bunu da biliyorum.

Şiddetin erkeği, kadını, çocuğu olmaz.

Adı üstünde şiddet.

Hiçbir canlıya uygulanmamalı.

Bu ayıbı “kadına şiddete hayır” diye ayırmayı da saçma bulduğumu yazıp çizerim.

 

Bir gün tam dolu  otobüse çok yakın tanıdık bir bayan arkadaş bindiğinde takılmıştım “kadın-erkek eşit, ben senden önce geldim ve boş koltuk buldum. Sen sonra geldiğin için yer bulamadın. Benim kalkıp yer vermemi bekliyorsan yanılıyorsun. Ayakta gideceksin” sözlerimle. Karşılıklı kahkahalar ile muhabbetin demine inerken, tabi ki kalktım ve yerimi verdim.

Bu durumlarda nezaket var tabi ki.

 

8 Mart’ı dünyadaki tüm emekçileri cinsiyet ayrımı yapmadan “her gününüz/günümüz  böyle olsun” sözlerimle kutluyorum.