Cumhuriyet'ten Cemil Ciğerim'in haberinde Sinop Gerze'de Efes Pilsen'in sahibi Tuncay Özilhan'ın  yapmak istediği termik santral ile ilgili haber dikkatimi çekti.

Haberde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Gerze'nin Yaykıl köyünde yapılması planlanan termik santral projesinin ÇED sürecinde santral kurulmak istenen yerin bir kısmının orman alanı olması nedeniyle durdurulduğu bildiriliyordu.

Haberin içeriğinde 'durdurma' ifadesi olunca okumada dikkatim daha da arttı.

Kararda orman bölge müdürlüğünün bölgenin tarım ve orman alanı olduğu ve santralın sağlığa zararlı olduğu yönündeki görüşü raporda 'Ülkemizde diğer termik santralların emisyon değerlerine bakıldığında havayı ve çevreyi kirlettiği açıkça görülmektedir' ifadeleri de yer almış.

Raporu yazanın/yazanların eline koluna sağlık.

Asıl raporun devamını okuyalım:

'Termik santralların kurulması ile birlikte, santralın bacasından çıkacak azot oksit bileşenleri atmosfere karışarak rüzgarsız ortamda santral çevresini 10 kilometre, rüzgarlı ortamda  50-200 kilometre mesafeyi etkileyecektir. Termik santral kurulmak istenen alan tarım alanı ve ormanlık alandan oluşmaktadır. Bu orman ve tarım alanları santral kurulmasıyla daralacak, hem de termik santraldan çıkacak zararlı gazlar ve atık malzeme olan külden olumsuz etkilenecektir. Bu nedenle  hayvancılık da zarar görecektir. Fosil yakıtların atıklarında bulunan kararsız kurşun bileşenleri ve uranyum, bu sahalarda depolanmış olacaktır. Doğal olarak bu da halk sağlığını menfi (kötü) etkileyecektir.

 

**

SİNOP-GERZE TERMİK SANTRALA KARŞI DAYANIŞMA GURUBU bu konuda Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin Çevre Mühendisliği bölümüne bir rapor hazırlattırmış.

Doç.Dr. Bahtiyar Öztürk, Yrd.Doç.Dr. Ayşe Kuleyin ve  Yrd.Doç.Dr. Nevzat Beyazıt tarafından hazırlanan raporun sonuç bölümündeki, 'Sinop' bölümlerini 'Kireçlik', 'Alacaağzı' ve 'Kandilli' olarak değiştirip bir okur musunuz?

1) Tarım alanının kıt olduğu Sinop'da santralin kurulacağı yerin seçimi yanlıştır. İstimlâk edilmesi düşünülen arazi söz konusu santral için yeterli değildir. Şirket santral kurulma iznini aldıktan sonra muhtemelen bu alanı genişletmek isteyecektir.

2) Termik santral için istimlâk edilmek istenen arazinin hemen bitişiğinde deniz kenarında sit alanı mevcuttur. Zaman içinde bu alanın santralden zarar görüp bu özelliğini yitirmesi söz konusudur. Özellikle kurulacak iskele bu alanı tehdit edecektir.

3) Santralde kullanılacak soğutma suyunu gerek denizden çekme ve gerekse sıcaklığı artmış vaziyette denize verme sonucu su alım ve boşaltım alanlarında canlı yaşamını tamamen sona erdirecektir. Özellikle soğutma suyu denize geri verilirken bu su ile birlikte denize kül verilirse bu sadece Gerze sahilinde değil Sinop-Bafra arasında bir çevre felaketine neden olur. Soğutma suyuna ilave edilecek olan klor ve çöktürücü kimyasal maddeler zaman içinde oldukça büyük bir deniz alanını canlılar için yaşanmaz hale getirecektir.

4) Santralde baca gazı desülfirizasyonundan çıkacak jips'in nasıl bertaraf edileceği tam belli değildir. Bu durum bu gün birçok benzer santral için bir sorundur. İlerleyen zaman içinde santral alanında jipsten oluşan bir tepe meydana gelecektir.

5) Santralin baca gazındaki kül miktarı yönetmelik sınır değeri olan 100 mg/m3 ün altına indirilse bile santralden atmosfere günde 1102 ton kül salıverilecektir. Bu kül öncelikle santral civarına çökelecektir. Çökelen bu kül santral civarındaki insan ve bitki yaşamım oldukça olumsuz etkileyecektir. Ayrıca santralden çıkacak kül ÇED başvuru dosyasında belirtildiği gibi kolay kullanılabilen bir madde değildir. Kül genellikle ıslak olarak depolanır, buna rağmen depolanan kül rüzgar etkisiyle etrafa savrulur. En kötü çevre felaketinden biri de ıslak külü bilerek veya kazaen santralden çıkan su ile birlikte denize basınca yaşanır.

6) Yıkama ve filtrasyondan sonra bacadan dışarı atılacak olan özellikle SO2 ve uçucu kül civarda tarımı olumsuz etkileyecek. Bu etki zamanla kendini daha ciddi olarak hissettirecektir. Toz ve SO2 soluyan insanların hastalıklara yakalanma riski artacak, özellikle solunum sistemi ve astım rahatsızlıklarında artışlar görülecektir.

7) Gerze Termik santral için yanlış bir yer seçimidir, ithal kömür kullanılacak olması halkımızın pahalı elektrik tüketmesine ve öz kaynaklarımızın yurt dışına çıkmasına neden olacaktır.

8) Termik santraller yakıt tüketim potansiyeli en yüksek tesisler arasında olduğu için, santralin baca gazı yıkama veya toz filtreleme sisteminde herhangi bir arıza olması durumunda çevreye kısa süreli de olsa oldukça büyük miktarda S02 ve toz emisyonları verilecektir. Bu durum özellikle santrale yakın bölgede bir çevre felaketi oluşturacaktır. Diğer bir deyişle, tesiste toz ve gaz kontrol sistemlerinin de mevcut olması kirletici emisyonları oldukça yüksek olacak termik santrallerin bölgede oluşturacakları anlık riskleri önlemek adına garantili bir çözüm olmayacaktır.

*Kısaca kömürle çalışan bir termik santralde her türlü önlem alınsa bile zaman içinde santralin çevre üzerine olan olumsuz' etkisi şiddetini artırarak kendini hissettirecektir. Üretilen enerjiden elde edilecek kar ile termik santralin işletme masrafları ve çevre üzerine olacak zararları toplamı karşılaştırılacak olursa bir termik santralin kârından çok zararı olduğu açıkça görülecektir.

**

Peki bizim sonucumuz nedir?

Diyelim ki, Kireçlik'e termik santral kuruldu. Kuş uçumu 10 ile 200 kilometre arasındaki mesafeyi ölçer misiniz?

Bir tarafta Kastamonu'ya gidersiniz, diğer yanda da Kocaeli'ne dayanırsınız.

Denizde balık kalmaz.

Tarım dibe vurur.

Uranyum depolanan doğada da Hiroşima'ya benzer bir ortamda yaşamazsınız, sürünürsünüz.

Bu kent  ve çevresinde yaşayıp da büyük bir aymazlık içinde termik santraldan yana olanlar tekrar tekrar çoluk çocuklarının geleceğini de düşünerek karar versinler.

Ve sonra da sokağa çıkıp ne istediklerini açıkça bağırarak ilan etsinler.

 

Ben de termik santrale karşı olanlar gibi düşünüyorum ve bunu açıkça ifade ediyorum.

Ben torunum ve torunlarıma temiz bir çevre bırakabilmek için de her konuda verilecek mücadeleye  tam destek vereceğimi bir kez daha tekrar ediyorum.