19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı törenleri ile ilgili Kdz. Ereğli Kaymakamlığı’nın ‘kutlama komitesi’ tarafından hazırlanan programını satır satır okudum.

Elbette içim cız etti.

Elbette tehlikenin de farkındayım.

Ama…

Asıl canımı yakan toplumun duyarsızlığı.

Umursamazlığı.

Ve korkusu.

 

Türkiye’de bir korkudur gidiyor.

Genelde korku.

Yerelde korku.

Köyde korku.

Dağda korku.

Otomobilde korku.

Ekmek sırasında korku.

Yani her yerde korku.

Diyorlar ya, bu ülkede korku imparatorluğu kuruldu diye.

Kuruldu mu sahiden.

 

Öyle ya, dinleme ve hem de görüntülü dinleme sistemi devreye girdiğinden bu yana, herkesin özel yaşamı didik didik ediliyor.

Hem de ne dinleme ve gözleme.

MSN’sinden e-postalara kadar her şey yeri ve zamanı gelince kullanılmak üzere telekulağın bilgi bankasında.

Hadi gel ve şimdi çık ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı törenlerini böyle hazırlayamazsınız diye çık posta koy.

Koyarsın koymasına da, ardına baktığında birkaç idealistten başka kimseyi bulamazsın.

Bu ülkene insanlar okey masasından kalkıp da iki adım ötesindeki bir etkinliğe gitmiyor ve desteklemiyor.

Ama söz mangalda üflemeye gelince, gelsin etler, kesilsin karpuzlar, çekilsin kafalar.

Böyle durumda beleşçi ve ortamcı çok.

Ne hükümetler kurup kurup yıkıyorlar ah bir bilseniz.

 

Birkaç yıl önce 19 Mayıs törenlerinin kaldırılacağının işareti verilmişti.

Önce törenlerin ‘halk koşusunu’ iptal ederek işe başladılar.

Sustuk.

Gençlik Haftası’nın ilk Pazar günü Bağlık Polis Karakolu’nun önünden başlayıp Atatürk Anıtı önünde sona eren bu yürüyüşler, hafta için de protokol ile belli sayıdaki öğrencinin sahil gezintisi ile yapılmaya başlandı.

Bunu biz yazdık.

Hem eski ve hem de yeni fotoları yan yana koyarak yazdık.

Toplumdan ses çıkmadı.

Bir tek siyasi parti, sivil toplum örgütünden tık çıkmadı.

Sustular.

 

19 Mayıs Bayramı’nda şimdi mini bir sembolik tören düzenleniyor.

Merak etmeyin oraya da zorunlu geleceklerin dışında bahane arayan sözüm ona kendilerini Atatürkçü gören ve tanımlayan çok kişi de gitmez.

Kaleler böyle böyle ele geçiyor.

Sustukça yıkılacaksın.

Sustukça ele geçirileceksin.

Sustukça geleceğini göremeyeceksin.

Sustukça Gazi Mustafa Kemal’in adını bile fısıltıyla söylemeye başlayacaksın.

 

Siz susun.

Susmaya devam edin.

Kendilerini halkçı görüp de halka tepeden bakanlar da salonlarda Atatürkçülük nağmeleri çeksin.

Oh ne güzel memleket.

Herkes halinden memnun.

Aman aman dokunmasın diye ağzı, dili ve gözünü kendi kontrollerinin dışına teslim edenler,bir gün aldıkları nefesi de izin verirlerle kullanabileceklerini de yaşayarak görecekler.

Yarını/yarınları bugünden görmek için dürbüne gerek yok.

Fotoğrafın karelerinde laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti yok.

Olsa olsa Osmanlı Cumhuriyeti’ne giden yollara bugünden toplumun sessiz kalmasıyla döşenen taşlar var.

 

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nız kutlu olmasın hem tatlı su Atatürkçüleri.

Siz birbirinizi yemeye ve  yok etmeye devam edin.