CHP’de “demokratik teammüllerden” bahsetti çiçeği burnundaki Genel Başkan Adayı Muharrem İnce.

 

İnce “Ben bu partiyi iktidar yapmak istiyorum. Yapamazsam giderim, tüzüğe koyacağız bunu, kıvırmak yok, mertçe olacağız, erkekçe davranacağız, delikanlı olacağız. Dört sene önce çok demokratik söylemlerle gelip bugün diktatörlüğe getireceksiniz partiyi o zaman Tayyip Erdoğan’a ne diye diktatör diyorsunuz? Ben diktatör istemiyorum. Ülkemde de istemiyorum, partimde de istemiyorum” sözleriyle konuştuğu açıklamasında, demokrasiden şöyle söz etti:

 

“Bu partide beni genel başkan seçerseniz benim de ilk işim tüzüğü değiştirmek olacak. Partide demokrasi olacak.

 

Bırakın yüzde 15 kontenjanı artırmayı yüzde 15 kontenjanı da kullanmayacağım.

 

Siyasi Partiler Yasasında var olan yüzde 5’lik kontenjanı kullanacağım.

 

Parti içi bütün seçimler üyelerle hakim gözetiminde yapılacak. Artık üyelerle önseçim olacak.

 

Bütün adaylıklar üye bazında belirleneceği için partili sandığa tıpış tıpış değil, koşa koşa gidecektir.

 

CHP’nin geleneği olan güçlü genel sekreterlik makamını yeniden oluşturacağım.

 

 Genel başkan seçildikten sonraki ilk iki seçimde partiyi birinci yapamayan genel başkan istifa etmiş sayılır hükmünü koyacağız.

 

O koltuğa yapışıp kalmak yok.”

 

Nasıl ifadeler?

Kim alkışlamaz.

Amma…

 

Kemal Kılıçdaroğlu da böyle demişti.

Demesine demişti de, Ereğli Belediye meclisi için aldığı ‘önseçim’ kararını uygulatamadı.

Bu kadar yalın bir gerçektir durum.

Bir genel başkan bir ilçede önseçim kararı alan genel merkezin kararının arkasında durmadı/duramadı.

 

Ve bunun sonucunda da belediye başkanlığını AKP’ye hediye ettirdi.

Ha derseniz ki, dinazorlara göre seçim CHP’ye oy vermeyenler yüzünden kaybedildi.

Tabi canım, herkes beğenmediği ve ‘git’ dediği adaya ve meclise oy vermeye mahkum.

Kafa bu olunca, elbette dayatma olur ve toplum da bu dayatmaya dayatır…

 

Öyle de oldu ya zaten…

 

Muharrem İnce iyi bir hatip.

Esiyor.

Gürlüyor.

Ve başarıya aç partililerin gazını çok güzel alıveriyor.

Bir de ‘genel başkan adayıyım’ dediği açıklamasında  vurguladıkları ile insanı içmeden sarhoş bile ediyor.

 

Eleştirdiğim falan yok.

Severim İnce’yi ben de.

Söylediklerinin de altına  iktidar olmak isteyen her sosyal demokrat gibi imzamı atarım.

Ancak…

Türkiye’ye yeni bir yüz ve umut gerek.

 

Ve de özellikle kadın.

Emine Ülker Tarhan bu konuda çok iyi bir çıkış yakaladı ve tam da genel başkan adaylığını açıklayacağı bir an da, Muharrem İnce pat diye çıktı ve ‘adayım’ deyiverdi.

 

İşte bu durumda her olaya ve duruma ‘kuşku’ ile bakma alışkanlığımla, ‘acaba’ dedim.

 

‘Acaba’nın içini doldurduğumda, Emine Ülker Tarhan’ın önünü kesmek için ‘çık aday ol’ denildi ise Muharrem İnce’ye, bilinen siyasi Bizans oyunlarından biri ile karşı karşıya mıyız?

 

Önünü kes !

Böl...

Parçala...

Umutları yok et..!

Ve düzen devam etsin...

Ne devam edecek böylelikle?

Düzen !

Adı üstünde ya…

 

Zaman…

Zaman tüm gerçekleri günü geldiğinde serer ortaya da, Atı alan Çankaya’yı geçtikten sonra neye yarar!..

 

Yakında çıkar kokusu.

 

NOT: İnce’nin vaatleri arasına ‘siyasetin de üst yaşı olmalı’ ve ‘iki dönem sonra kim hangi koltukta oturuyor ise bırakacak’ maddesini de eklemesini bekleyenler de yok değil hani.