Sizi acı acı gülümseten kimi yazılar vardır.
Daldırır size derinlere.
Hüzünlenirsiniz.
Okudukça nefes almanız zorlaşır ve koskocaman bir “offf!” çekersiniz.
Kontrol altında tuttuğunuz kıskançlık duygularınız bile öylesine anlamlı boşalır gider ki, kahır mektupları bile yazmaya kalkarsınız.
Of!
“Neden böyle?” sorusuna aradığınız yanıtlar çoğaldıkça, yumruk gibi bir şey saplanır boğazınıza.
Sanal alemde bir araştırma ile ile ilgili wikipedia başvurduğumda karşıma çıkan ifadeler canımı yaktı.
Evet biz neden böyleyiz?
Biz neden ve hep birlikte kazanamıyoruz.
Hatta biz neden büyüyemiyoruz?
İşte o “offffff!” çektiren yazı:
“Daha önce Karabük Üniversitesi’ne 500 Kişilik kapalı Spor Salonu ve Mühendislik Fakültesi kazandıran Kardemir, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerini de aralıksız sürdürmektedir. Şirketimizin halen Karabük Üniversitesi yerleşkesinde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Demir Çelik Enstitüsü ve Araştırma Geliştirme Merkezi yatırımları devam etmektedir. Şirketimiz ayrıca, halen süper ligde oynayan Kardemir Karabükspor’un da ana sponsorudur.”
Anladınız mı şimdi?
Bize “Offffff” çektirenleri?
Kardemir bir kenti uçuruyor, Ereğli’de ise Erdemir var olan hizmetleri de teker teker geri alırken, kimse gıkını çıkaramıyor.
Sıkıysa çıkanın?
Yoksa…
Yoksası moksası yok!
Sesini çıkarmamak korkaklıktır.
Biz korkar isek tepemize çıkmayan kalmaz.
Hatta taciz ederler.
Baktılar daha da ses çıkmıyor, tacizin boyutu bile değişir.
Sen kirli havayı solumuşsun umurlarında bile olmaz.
Hatta Allahın denizi ile araya ördükleri surlardan bile geçirmezler.
Çünkü…
Sen sessizsin.
Sen korkaksın.
Sen hakkını aramayı bilmiyorsun.
Sen örgütlü bir hareket içinde olamıyorsun.
Bir de sesini yükseltenlere de destek olamayacak kadar duyarsızsın.
Durum öyle olunca, hariçten gazel okuyarak “susma sustukça sıra sana gelecek” diyenlere bile kulp takmak için çırpınanlar değerli (!) olur.
Nasıl bir değer ise !
Lütfen Kardemir ile ilgili yazıyı bir kez daha okuyun ve okutun.
O yazı bizim ayaklarımıza vurulan prangayı acı bir biçimde bize hatırlatıyor.
Belki…
Bir uyanan olur.
Belki…
Bir sesini çıkaran olur.
Belki…
Örgütlü bir biçimde “hesap soralım” diyen olur.
Belki…
İlçemiz kaybolan yıllarını geri alır…