Bu kısır döngüden nasıl kurtulacak?

Yoksa bazıları için bu günler iyi günler mi?

Yoksa turp ’un büyüğü heybede mi? daha da kötüsü, daha da beteri olabilir mi?

Kasaba uzun zamandan sonra değil, belki de ilk kez kendi içinden meclise iki tane vekil göndermişti.

Ahali de haklı olarak sevinmişti, nasıl sevinmesin ki.

Mecliste iktidar partisinden, ana muhalefet partisinden seçilmiş kendi vekilleri vardı. Kasabalı kasabasının geleceği için verdikleri sözlere inanmış, gönül rahatlığıyla helalinden oyunu bunlara vermişti.

Sağlıktan eğitime, alt yapının iyileştirilmesinden, depreme dayanıklı kamu binalarının okullarının yapılmasına, yenilenmesine kadar sayısını kimsenin bilemediği çok fazla çözülmesi gereken meselesi vardı.

Eee, vekil sayısı da iki tane de olunca, işlerin biraz daha kolay halledilmesi bekleniyordu. Normal şartlarda öyle olması da gerekiyordu.

Yok öyle olmadı!!!

Bu yılın 31 Mart’ında yapılan yerel seçimlerin az biraz öncesinde ve sonrasında olanlar oldu.

Zaten ondan sonrada çanak çömlek patladı.

Önce, kasabanın yeni vekili ilçe başkanını da yedekleyip kendisinden çok emin bir halde, kafalarına göre tespit edip atadıkları yeni Belediye Başkan adayının ismini de ceplerine koyarak Genel Merkezinin yolunu tuttu.

Genel merkezde kendilerine siz bu işlere karışmayın. Daha şeyiniz at kapısına gitmedi. Bırakın dış ses olmayı, beklemede yapmayın, haydi işinize bakın mealinde bir cevap verilince.

Tersyüz olan kasabanın taze vekilini, kasabadaki bir iki protokol toplantısı dışında, hele hele kasabanın sorunlarının tartışıldığı önemli toplantılarda veya Belediye Başkanının bulunduğu alanların yakınlarında bile bir daha gören olmadı.

Bazı kasabalı kasabaya gelmek, ortaya çıkmak için balık yasağının kalkmasını bekliyordur diyor. (Ne alakaysa, ben anlamadım)

Kasabanın diğer vekilinin de istediği yerel aday seçilmeyince, (Bırakın seçilmeyi, tuş olup ezildi de siyasete girip gireceğine pişman oldu, neredeyse yarı yarıya fark yedi) o da kasabaya küstü, bu Başkan varsa bende oynamıyorum!! dedi. 

Kasabalı, oraların sorunlarına daha fazla eğilmesinden olsa gerek artık ona Kandilli ’nin Ormanlı’ nın vekili diyor. Çünkü o da Kasabanın Belediye Başkanı, o makamda olduğu müddetçe, kasabayla hiç işim olmaz havasında.

Hal böyle olunca bazılarına göre il olması gereken!! koca kasabanın, her gün gerisin geriye gitmesi, söylediklerine göre 32. sıradan 199. sıraya gerilemesi de kimseyi rahatsız etmez oldu.

Belediye Reisinin önüne taş koyduklarına, onu çalıştırmayıp zora düşürdüklerine inanan bir avuç Bıngıldakğiller familyası mensuplarına, kasaba ahalisine kötülük yapıyorsunuz tarihe böyle geçeceksiniz, demenin ne anlamı olabilir ki?

.................................

Peki de bu sarmaldan nasıl çıkılacak?

Yakın zamanda ufukta öyle bir ihtimal gözükmüyor.

Üçlü çözülmez denklemin köşe taşları yerinden oynamadıkça su akar deli bakar misali bu iş çözülmez, böyle gider.

Birisinin arkasında kasaba ahalisinin, kasaba sevdalılarının, partisinin büyük desteği var. (Sıkıntının baş nedeni bu, diyenlere de kasabalı soruyor, kime göre neye göre)

Diğerinin arkasında halkı, akşam pazarlarına, ucuz market kuyruklarına, çarşıda pazarda ucuz etiket kovalamaya muhtaç edenler var.

Diğerinin arkasında kim var? işte onu bilip de söyleyemedim.

.............................

Hikâye bu ya. Nerden aklıma geldiyse.

Tut ki şimdiki ana muhalefet partisi gelecek ilk seçimde iktidar oldu. (Olması da büyük ihtimal)

Biliyorsunuz yerel seçimler daha sonra olacak.

Kasabanın şimdiki Belediye Reis de o zamanlarda ortaya çıkıp,

Bunca yıldır her türlü engellemelere, elimi kolumu bağlamalarına karşılık, kasabam için neler yaptığım ortada, halkım biliyor görüyor. Bu kadar yıllık tecrübeme bilgi birikimime rağmen kasabam için yapacaklarımın onda birini yapamadım yaptırmadılar.

Beni, spor kulüplerimi kapatma noktasına kadar getirdiler. Çocuklarımızı sokaklara salıyorlar. İçin yanıyor, yalvarmadığım kimse kalmadı umutlarım tükendi.

Kasım ayındaki asrın Kasırga’sının kasabayı vurmasına hiç girmiyorum, Allah için devlet orada elinden gelen maddi yardımı yaptı!!!

Şimdi, iktidarımızın da desteğini arkama alarak hayallerimi, projelerimi gerçekleştirmek istiyorum. Neler yapacağımı görmenizi istiyorum.

Unutmamak lazım vefa yalnızca bir semt ismi değildir derse.

Eyvah ki nasıl eyvah, yandı gülüm keten helva.

Yok canım daha neler, o kadar da değil diyecekler kadar şimdiden karalar bağlayanlar, karabasanlar görenler olacaktır.

Herkes sakin olsun, bu bir hikâye.

Peki Akkuyu ’daki Deniz Kızına bile bu dönem son diye söz verdi o ne olacak? derseniz.

O kolay, örnekleri de çok bana kimse görevden kaçtı diyemez der, olmadı bu can bu tende oldukça kasabamın hizmetindeyim der, olur biter

Yaşı, sağlık meselesi derseniz, vallahi görünürde hepimizden sağlıklı duruyor. Beccan’ da top bile oynuyor.

Hem sıranın kimde olacağını kim nasıl bilebilir.

Laf aramızda kazanması garanti olan bir aday’a, hiçbir parti arkasını falan dönemez, onu yok sayamaz.

Nuri ÖZTÜRK / İZMİR