Vietnam savaşı tıpkı günümüzde yaşanan İsrail- Filistin savaşı gibi acımasız kuralsız insanlık adına utanılası bir savaştı.
Vietnam savaşı çok eskilerde kaldı ama dünya ne savaştan vazgeçiyor ne de insanlar birbirlerini öldürmekten vaz geçiyor.
Özellikle bizim coğrafyamızda.
Egemen emperyalist güçler, özgürlüğünü, bağımsızlığını, demokratik medeni yaşamı sağlayamamış ülkeler üzerinde her türlü oyunlarını oynamaya devam ediyorlar. Savaşlara, ölümlere karşılarmış gibi yapıp! Tavşan’ı kaçırtıp tazı ’ya yakalatıyorlar.
.................
Pulitzer ödüllü Vietnam asıllı fotoğraf sanatçısı Nick Ut kendisi gibi fotoğraf sanatçısı olan ağabeyinin,20 yıl süren Vietnam savaşını durduracak bir fotoğraf çekmeyi istediğini çok iyi biliyordu.
Abisi bu arzusuna ulaşamadı, çünkü savaşta bir bombardıman esnasında öldü.
Kuzey- Güney Vietnam savaşı olarak başlayıp daha sonra ABD Rusya ve Çin’in de dahil olmasıyla 20 yıl süren savaşta milyonlarca sivil, içinde ABD askerlerinin de olduğu yüzbinlerce asker öldü. Tarihçiler ABD’ nin yenilgisi ile sonuçlanan, Kuzey Vietnam savaşı adıyla bilinen savaşı, tarihin en büyük direnişlerinden birisi diye tanımlarlar.
Abisinin hedeflediği, arzuladığı ama elde edemediği tarihi fırsatı Nick yakaladı.
Nick, atılan bir Nepalm bombasından vücudunun birçok yeri yanmış, korku ve çaresizlikle çırılçıplak koşarak kaçan bir kız çocuğunun yüzünde savaşın tüm korkunçluğunu yansıtan görüntüsünü fotoğrafladı.
Bu tek kare bir fotoğraf tüm dünyada büyük bir infial, öfke yarattı. Başta ABD’de olmak üzere her yerde savaş karşıtı protestolar başladı.
Her ne kadar Başkan Nixon savaş karşıtı gösterilere, direnecek gibi olsa da başarılı olamadı.
ABD bu savaşta, belki de tek bir fotoğraf karesinin etkisiyle tarihinde unutamayacağı bir yenilgi aldı.
Fotoğraf için ışık yardımıyla anın sabitlenmesi veya iz bırakılması gibi tanımlamalar kullanılır. İşlevsel uygulamaları nedeniyle bir zanaat olarak kabul edilirken, estetik tarafını öne çıkartanlar fotoğrafın sanat olduğunu kabul ederler.
20 yıl süren, Dünyanın gördüğü en acımasız kuralsız savaşlarından biri olarak tarihe geçen Vietnam savaşının galibi Sanat olmuştu.
Tolstoy
Sanat,
Şiddeti ortadan kaldırmalıdır.
Yalnız o yapabilir bunu, diyor
...........................
1937 yılıydı, İspanya da iç savaş vardı. Almanya ve İtalya’da faşist yönetimler iş başındaydı.
İspanya’nın Bask bölgesindeki Guernica kasabası İspanya ile iş birliği yapan faşist Alman ve İtalyan savaş uçakları tarafından üç saat boyunca bombalandı. Binlerce insan öldü, yaralandı, taş üstünde taş kalmadı. Guernica yıkıldı günlerce yandı.
Aynı yıllarda dünyanın en önemli resim sanatçılarından savaş ve faşizm karşıtı İspanyol Pablo Picasso Paris’te yaşıyordu. İspanya’ya girişi yasaklanmıştı, ülkesine giremiyordu.
İspanya iç savaşı, Guernica’ nın bombalanması, yakılıp yıkılması, binlerce insanın ölmesi, Picasso’ya 3,5 metre yüksekliğinde 8 metreye yakın genişlikte dünyanın bilinen en büyük savaş karşıtı tablosunu yapmasına neden oldu.
Vietnam savaşı da İspanya iç savaşı da çok gerilerde kaldı.
Savaş isteyen siyasetçiler, bu emri yerine getiren komutanlar tarihten silindiler, unutulup gittiler. Picasso’nun İspanya’ya giremediği, sokulmadığı günlerde yaptığı Guernica tablosu ise tüm görkemi, çarpıcılığı ile bir zamanlar kendisine yasaklanan İspanya’nın Madrid şehrinde Museo Reina Sofía da hala savaşı lanetleyen milyonlarca ziyaretçisiyle buluşuyor.
Sanat savaşla olan savaşını hiç kaybetmiyor. Mücadelesini bazen tek bir fotoğraf karesi ile bazen de bir tablo ile kazanıyor.
..........................
Meyse Yusuf Filistinli kolaj sanatçısı.
Yaşadığı yerde taş taş üstünde kalmazken,
Siyasetçiler, savaş severler emperyalist güçler, yok o saldırdı hayır savaşı önce bu başlattı diyerek sanki suçluyu ortaya çıkartıp bir şey yapacaklarmış gibi riyakarlığın ikiyüzlülüğün en pespaye örneğini sergilerlerken, bu konuşulanlar olanlar bitenler sanatçı Meyse Yusuf’un hiç mi hiç ilgisini çekmiyor.
Çizdiği resimlerle İsrailli ’lerin Gazzeli’leri nasıl haklarından mahrum ettiklerini, çocuklara kadınlara nasıl ölüm yağdırdıklarını ibreti- alemin dikkatine sunuyor. Eserleri her geçen gün daha çok biliniyor tanınıyor büyük ilgi ve destek görüyor.
Arkasında, yıkılan evi, atölyesi, kaybettiği ailesi, yakınları, kaybolan hayalleri dururken, onun tek dayanağı, onu yaşama bağlayanı, tuvaline çizdiği savaşın kötülüğü ’ne çaresizliğine ’ne karşılık, geleceğe olan sonsuz inancı.
Ula En- Nemera da Gazze’li bir kadın ressam.
Saldırılarda eviyle işiyle birlikte hayallerini de kaybetti, çizdiği resimlere artık Gri ton ’un hâkim olduğunu söylüyor.
Yaşadığımız durumu, zorlukları resimlerimde somutlaştırmaya çalışıyorum, savaş öncesi resimlerimde kullandığın neşeli renklerin yerini artık tek renk Gri aldı diyor
.............................
Yıl 1913, Mustafa Kemal Askeri ataşe olarak Sofya’ya atanır. Sofya operasındaki gösteriyi zor da olsa bir davetiye bulup izlemeye gider.
Opera sonrası bütün gece boyunca gözüne uyku girmez.
Yanında bulunan Varna Mebusu Şakir Zümre’yi yatağından kaldırır ona şöyle der.
Şakir, Balkan savaşında neden yenildiğimizi şimdi daha iyi anlıyorum. Biz bunları çoban bilirdik, oysa bak operaları, yetişmiş sanatçıları, müzisyenleri, dekoratörleri, hatta opera binaları bile var.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurtuluş savaşı devam ederken cephede, Devlet Opera ve Bale’ sini kurma planları yaptığını, bununla ilgili kitaplar okuduğunu biliyoruz.
....................
Savaş, şiire, romana, ilham verirken sineme sanatı çoğu zaman savaşın görsel tarafını ortaya koyuyor.
Resim, heykel bize savaşın acılarını gösteriyor.
Günler ağır
Günler ölüm haberleriyle geliyor
Düşman hain zalim ve kurnaz
Ölüyor çarpışarak insanlarımız
Halbuki nasıl da hak etmişlerdi yaşamayı
Ölüyor insanlarımız ne kadar çok
Nazım Hikmet’in bu Şiir’i yazmasının üzerinden çok uzun yıllar geçti, ama sanki bugün yazmış gibi.
Biri bölgesel, diğer evrensel da olsa.
Savaş kötünün, sanat iyinin temsilcisi ’dir denir.
Ne yazık ki iyi de kötü de bize, yani insanlara ait.
Nuri ÖZTÜRK / İzmir