AK-AL'ın benim gazetecilik yaşantımda ayrı bir yeri vardır. 
Hiç mütevazi olmayacağım; bu fabrikanın kuruluşunda o dönem yöneticiliğini yaptığım Gündem gazetesi adına kişisel olarak hatırı sayılır da bir emeğim vardır.
90'lı yılların başında, Alaplı'nın "Kalkınmada Birinci Derecede Yöre" olmasının da etkisiyle ilçe yatırımcı akınına uğramış, ancak Alaplı'ya sadece AK-AL İplik Fabrikası kazandırılabilmiştir.
İlçeye gelen diğer büyük yatırımcılar, arsa fiyatlarını da gerekçe göstererek, yatırımlarını başka illere yönlendirmiştir. 
AK-AL'ın zorlu bir arsa satın alma sürecinin ardından kurulduğunu o dönem bu sürecin içinde yer alan başta dönemin Belediye Başkanı Muhabbet Tezel olmak üzere herkes bilir.
Fabrikanın kurucusu Dinçkök ailesinin yöneticileri, arsa satın alma sürecinde yaşanılan sıkıntılardan dolayı İlçeye bu yatırımı yapmaktan vazgeçmiş, Belediye Başkanı Muhabbet Tezel başta olmak üzere, ilçenin kanaat önderleri devreye girerek, Dinçkök'leri ikna etmiştir.
Arsa sahipleriyle Dinçkök ailesinin şirketi arasında köprü olan Tezel ve kanaat önderlerinin girişimleri, basın olarak bizim de, (bazı kesimlerle karşı karşıya gelmeyi de göze alarak), yoğun desteğimiz ve oluşturduğumuz kamuoyu baskısıyla mutlu sona ulaşmıştır.
O günlerde, neredeyse her gün AK-AL'ın yatırım girişimleriyle ilgili süreç, gazetemizde haberleştirilerek kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Daha dün gibi hatırlarım; Ömer Dinçkök, Muhabbet Tezel ve şirketin yatırım yöneticileriyle birlikte fabrika kurulacak alanda yapılan incelemeleri...
Hatta, yanlış hatırlamıyorsam, değerli bir ağacın kesilmemesini ve sosyal tesisler içinde kalmasını istemişti Ömer Dinçkök. Çevreye duyarlılığını da, ayrı bir haber konusu yapmıştım gazetemde.
AK-AL, ilçenin yatırımcı akınına uğradığı o dönemde, İlçeye kazandırılan tek fabrika oldu. 
Kimler gelmedi ki, yatırım yapmak için; ilaç fabrikası kurmak için Toprak Holding (Merhum Halis Toprak), kola fabrikası kurmak için Coca-Cola, Çorap fabrikası kurmak için Karaca Çorapları...
Zorlu bir arsa satın alma sürecinin ardından inşaat çalışmalarına başlanıp, 1993 yılında üretim aşamasına getirildi AK-AL.
Fabrikanın ilk Genel Müdürü Ali Tahsin Erol ve fabrika yöneticilerinin, Muhabbet Tezel'in ardından, şahsım ve gazetemize teşekkür ziyaretine gelmeleriyle farklı bir gururu yaşamıştık hep birlikte.
Aradan 30 yılı aşkın bir süre geçti. AK-AL, sahipleri değişse de, o günden bu yana yüzlerce kişiye ekmek veriyor.
Şu dönem, farklı bir konuyla İlçe gündemini meşgul etti AK-AL.
Türk-İş'e bağlı TEKSİF Sendikası, AK-AL çalışanlarını sendikalı yapmak istedi, işveren de sendikanın bu girişimine karşı çıktı.
İlçeden de, farklı tepkiler verildi  bu girişimlere ve karşı çıkışlara. 
Alaplı Belediye Başkanı Nuri Tekin, sendikanın girişimlerini destekleyen, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selçuk Oktay da karşı çıkan birer basın açıklaması yaptılar.
Açıkçası, sendikalaşmanın her geçen yıl batı normlarından uzaklaştığını gözlemlediğim için bu konuda taraf değilim. 
Onun için, bu konunun detayına girerek, hamaset yapmak istemiyorum.
Ortada bir sorun varsa, bunun işveren ile işçi arasında çözülmesi gerektiğini düşünüyorum.
AK-AL, Alaplı İlçesinin en büyük sanayi kuruluşu. Çalışanları da bölgemizin insanı. 
Elbette, hiç birine zarar gelmesini istemeyiz. 
Ancak, benim üzerinde durmak istediğim asıl konu bu değil. Önceki hafta Alaplı Belediye Başkanı Nuri Tekin ile güncel konular üzerine röportaj yaptık. 
Gündemdeki sıcaklığını koruduğu için, haliyle röportajın yoğunluğunu AK-AL çalışanlarına destek açıklaması oluşturdu.
Yazdığımız haberi, Alaplı Belediyesi ve diğer gazeteci arkadaşlarımız da kullandı.
Bazı çevrelerde, her ne kadar bizim için önemli olmasa da,  Başkan Tekin'in açıklamalarından ziyade, açıklamayı kimin yazdığı  sohbet olmuş.
Meraklılarına söyleyeyim; ben sordum Başkan Tekin cevapladı, haberini de haliyle ben yazdım. 
Haberler, sadece Belediye bürolarında yazılıp servis edilmez, zaman zaman gazeteciler de Belediye başkanıyla yüz yüze görüşerek haber yaparlar.
İşte, bu da öyle bir haberdir. 
Meslek yaşamının neredeyse tamamını Alaplı’nın çıkarlarını korumaya adamış biri olarak, muhatabının bilgisi ve onayı dahilinde, kimseye de yazdığım haberin hesabını verecek değilim. 
Madem, ismimiz kendisine kadar ulaşmış, buradan, AK-AL Genel Müdürü’ne de randevu talebinde bulunuyorum.
Onunla da, bir röportaj yapalım  ve fikirlerini kamuoyuyla paylaşalım. 
Hatta isterse, basın toplantısı da düzenleyebilir. 
Sadece, sendikalaşmayla ilgili değil, bu güzide kuruluşu her yönüyle tanıtsın ve anlatsın. 
Sendikayı dinledik, üçüncü taraflardan yapılan açıklamaları dinledik, bir tek işvereni dinleyemedik.
Bugüne kadar, sadece ilk kurulduğu yıllarda basına kapılarını açan AK-AL’ın, tekrar basına kapılarını açması, hem ilçe kamuoyu açısından, hem de kendileri açısından çok da faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Tuncay Tokay