Adına enflasyon mu dersiniz, hayat pahalılığı mı dersiniz bilmiyorum.
Her ne kadar biz, enflasyonu, "hayat pahaĺılığı" olarak bilsek de, ekonomi uzmanları ikisinin ayrı terimler olduğunu söylüyorlar. 
Neyse konumuz bu değil...
Çarşı, pazar; manav, market, bu ekonomik terimlerin sonucu olarak adeta yanıyor. Uzun uzun anlatmaya gerek yok. Toplumun büyük bir kesimi, iliklerine kadar hissediyor ekonomik tabloyu.
Ancak, bir sektör var ki, hiç dikkat çekmeden, eleştiriye maruz kalmadan aldı başını gidiyor.
Telefonla iletişim sektörü...
Yani, "alo" sektörü...
Kendimden örnek vererek başlayayım konuya: 
İki yıl önce ev İnterneti (sabit internet)hizmetini bir yıl taahhütlü 45 liraya almıştım.
Bu rakam geçen yıl yine bir yıl taahhütlü 145 liraya yükseldi.
Taahhütüm bitmek üzere. 
Sordum, soruşturdum, tüm internet sağlayıcı kurumların yerel ve bölgesel kurumlarıyla görüştüm; yine bir yıl taahhütlü olarak, en düşük ev İnterneti hizmeti ortalama 450 lira civarında. 
Keza, iki yıl önce, birer yıl taahhütlü en düşük GSM hizmetini 45 liradan almıştım, geçen yıl bu rakam 145 liraya yükseldi. 
Taahhutüm bitmek üzereyken, araştırmaya başladım, tüm GSM operatörlerinin yerel bayilerinden en düşük 350 lira gibi rakam verildi.
Bir operatörün 7 günlük kampanya süresi içerisinde başvurup, önceki GSM operatörüyle yaptığım taahhütten erken çıkış yaparak, 250 lira gibi bir rakama bir yıl taahhütlü anlaşma yaptım.
140 liradan bir yıl sonra 250 liraya yükselen  GSM hizmetini aldığım için kendimi şanslı hissettim.
Bu kampanyaya denk gelmeseydim, yaklaşık 350-400 lira arasında taahhüt yapmak zorunda kalacaktım. 
Düşünebiliyor musunuz? 
Her yıl, yüzde 300 artış yapılıyor GSM hizmetinde.
Ne gariptir ki, bu rekor artışlar kimsenin dikkatini çekmiyor ve kimse umursamıyor da.
Şuna da dikkatinizi çekeyim:  Eğer, yıllık taahhüt yapmazsanız, gerek ev telefonu ve İnterneti, gerekse GSM'le iletişim ücretleri aylık yaklaşık 800 lira civarında. 
Yani, taahhüdünüz bitti, ister sabit telefin ve internet, isterse mobil telefon ve internet oldun, yeni bir taahhüt yapmadınız, 800 liralık bir faturaya karşılaşıyorsunuz.
Yani, taahhütsüz telefon ve internet hizmeti almak isterseniz aylık yaklaşık 800 lirayı gözden çıkaracaksınız.
Çağın ihtiyaçlarının bilincinde olan biri olarak siz demezsiniz de, biri çıkıp
"Bu keyfi bir alışveriş, alma kardeşim." de diyebilir.
Der mi?
Valla der!...
Çünkü, onun tuzu kurudur. Onun için, ayda 800 liralar, bin liralar bir öğünlük yemek parasıdır. 
Ayda, 10-15 bin lira maaş alan, ailesini geçindirmek, çocuklarını okutmak zorunda olan birinin halinden anlamasını bekleyemezsiniz bu tuzu kurulardan.
Neyse, konumuz bu tuzu kurular değil elbette.
Konumuz, telefonla ve internetle iletişimdeki fahiş fiyat artışları.
Bu yazıyı yazmadan önce bir GSM şirketinin bayisi olan arkadaşımla konuştum.
"4 kişilik bir ailenin aylık telefon faturası en düşük ne kadardır?" diye sordum
Yaklaşık iki bin lira dedi.
Çarşı, pazarın cayır cayır yandığı bir ortamda, emekli maaşı 10 bin lira, asgari ücret 17 bin lira iken, vatandaşın aile bütçesinin 2 bin lirasını telefonla iletişime ayırmak zorunda kalması nasıl bir vicdana sığar arkadaş?
Kaba bir hesap yaptık. 
46 bin nüfuslu Alaplı'da tahminen minimum 35 bin civarında mobil internet abonesi, minimum 30 bin civarında da sabit internet abonesi vardır. Çünkü, evinde sabit internet kullanıp, işyerinde de kullanan binlerce kişi var.
Minimum rakamlar veriyorum.
35 bin mobil internet abonesinin, GSM şirketlerine ödediği aylık ücret (minimum) yaklaşık 11 milyon lira. (Eğer, 3-5 gün süren bir kampanyaya denk gelmediyseniz, aylık 300 liranın altında konuşma ve internet paketi yok)
30 bin sabit internet abonesinin ödediği aylık ücret de (yine minimum) 11 milyon lira civarı. (Yine sınırlı günde verilen kampanyaya denk gelmediyseniz, sabit internet için ödemeniz gereken aylık ücret en az 350 lira. Bu rakama bulmanız zor da yine de insaflı bir hesaplama yapmak istedim.)
Bu abone rakamları üzerinden Alaplı'nın GSM şirketlerine aylık ödediği rakam yaklaşık minimum 20-25 milyon lira civarı. Bu rakam yıllık olarak hesapladığınızda 250 milyon lirayı aşıyor.
Bakın bunlar, hem abone sayısı olarak, hem de aylık internet paketi ücreti baz alındığında minimum rakamlar. 
Keşke, kesin abone sayılarını bilebilsek de daha net rakamlar verebilsek. Bana göre, Alaplı'nın GSM'e ödediği rakam, yıllık 300 milyon lirayı da aşar.
Bakın, bu sadece 45 bin nüfuslu Alaplı'nın GSM gideri.
Türkiye genelini hesaplasak, işin içinden çıkamayıp, rakamlara boğuluruz.
Alaplı'dan dışarıya çıkan yıllık 300 milyon liraya karşılık, bu işten kaç kişi ekmek yiyor? Bu sektörler, yerelde kaç kişiye istihdam sağlıyor?
20 kişi, bilemediniz 30 kişi. 
Benim sorguladığım, yıllık yüzde 300'ün üzerindeki artışlar neyin nesi arkadaş? 
Nedir bu işin maliyeti? 
Buna bir "dur" denilmesi gerekmiyor mu? 
Emekli maaşımızın 5'de birine yakınını, internetli telefon konuşmasına vermeye neden zorunlu bırakılıyoruz?
Ev kiralarının artışına yüzde 25 sınırlaması getiriliyor da, bu yüzde 300'ün üzerindeki artışlara neden sessiz kalınıyor?
Ne yapalım; bu çağda, yanında internet zorunluluğu olan  telefonla haberleşmeyi bırakalım mı?
Güvercinle mi, dumanla mı haberleşelim?