7 Mart 1983’den bu yana 33 yıl geçti.

33  koskoca yıl.

Ve geride bıraktığı acılar bırakan o yıllar.

O yıl doğanlar bugün 33 yaşında.

Belki evlendiler çoluk çocukları oldu.

O yıl dul kalanlar  bugün neredeler acaba?

Babaanne mi  anneanne mi?

Yoksa?!!

Bilinmez…

 

7 Mart bir kara gün.

Kandilli’deki TTK Armutçuk Müessesesi’nin 16.00-24.00 vardiyasında saat 18.00 sularında patlayan grizu sonrasında 103 madencinin şehit düştüğü kara gün, ölüm günü.

Onlarca tabutun hastane meydanında TTK kamyonlarına bindirilip köylerine gönderildiği o gün Kandilli ağladı, Ereğli ağladı, Türkiye ağladı.

Ağlamayan kalmadı.

Amelebirliği’ne bağlı iken Ereğli’de yaşayanlara bile sağlık hizmeti veren hastanenin SSK’ya devri sonrasında nasıl işlevsiz kaldığını o geceye tanık olanlar bilir.

Şehitler ve yaralılar hastanenin koridorlarında adeta üst üste yığılmış ve hastane çevresi de köylerden gelen ana, baba, bacı, kardeş, çocukların ağıtlarıyla inlemişti.

Ya ocak başları?

Vardiyadan çıkmış ve işbaşında olmayan tüm madenciler koşa koşa Kandilli ocağına Yeni Kuyu’dan inip kurtarma çalışmalarına katılırken, ilk gelen bilgiler dışarıda umutla bekleyenler ya acısı ya da buruk sevinci olmuştu.

Ah 7 Mart ah!

Doktoru olmayan hastaneye yüzlerce madenci taşınırken, Kandilli’yi Ereğli’ye bağlayan ve zamanında kazma kürekle yapılan yol  güzerkgahı da ambulansların siren sesleriyle ağlamıştı. (Ki o yol halen daha öyle. Kandilli Köseağzı arasında yeni biri yol güzergahı açıldı ama Köseağzı’ndaki rampa ‘ben ölüm yoluyum’ diye haykırırken, Köseağzı-Ereğli arasındaki bölüm de ise hiçbir değişiklik yapılmadı.)

Ölüm… ölüm… ölüm…

7 Mart ölüm demek.

Döneminde Türkiye’nin en büyük  ölümlü ve yaralamalı iş kazası demek.

 

Bugün 7 Mart’ın yıldönümü.

Yine acı doluyuz.

Acı !

 

Madencilik ile var olan bir kentte yaşıyoruz biz.

Biz derken, Karabük ve Bartın’ı da içine alan tüm haritayı kapsamıyor yalnız.

Türkiye’nin Almanyası olan Zonguldak kime/kimlere ekmek vermedi ki?

Hep verdi Zonguldak.

Şehitler verdi binlerce.

Onbinlerce de yaralı.

En acısı da onca fedakarlığına rağmen de hiçbir iktidara yaranamadı.

Kimse vefalı olmadı.

 

7 Mart’ın yıldönümünde tüm maden şehitlerimiz bir kez daha anılacak kuyu başlarında.

Kurban kesilip sözler söylenecek.

Ya sonra?

Hiç!..

“Şehitlerimizin geride bıraktığı çoluk çocuklar ne yapıyor, devletimiz ve TTK sahip çıkıyor mu?” diye soran bile olmayacak.

Çünkü madenci garip.

Yalnız.

Efendi.

Hep taşır.

Taşımak sanki kaderi…