Genel Maden İşçileri Sendikası'nın Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nü açıkça kutluyorum.

Helal olsun!

Orada tanıdığım, Turan, Ahmet ve Sinan kardeşime binlerce defa teşekkür.

Zonguldak bir vilayet.

Hem de Emeğin Başkenti ünvanına sahip.

Çok uzun yıllar sürekli göç almış ve bu daha önce de “Türkiye’nin Almanyası” olarak tanınmış.

Ekonomik gücüyle sağladığı istihdam nice aileler kurmuş ve bugünlere taşımış Türkiye’yi.

İşte böyle bir kentin nabzını tutan ise sadece ve sadece GMİS’in Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü.

Niye mi?

Niyesi şu; GMİS her ay piyasa hareketleriyle ilgili (belki hazırlanış biçimiyle klişeleşmiş bile olsa) yaptığı araştırmaları kesintisiz yayımlıyor.

Pirinç buğday.

Soğan sarımsak.

Et-süt.

Bulgur-helva.

Kavun-karpuz.

Ne ararsan fiyatını söylesin GMİS bürosu.

Yıl yıl ay ay.

Artmış mı eksilmiş mi?

Oranı nedir?

Sağ olasınız Genel Maden İşçileri Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü.

İyi ki varsınız.

İyi ki çalışıyorsunuz,

İyi ki piyasa denen gerçeğin hareketini kamuoyuna açıklayarak bilgilendiriyorsunuz.

 

Sevgili okurlar,

Zonguldak’ın sürekli yitikler içinde olduğunu vurgularken geçmiş ile bugün arasındaki köprüde yaşananları elbette bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçiriyoruz.

Dün ile bugün arasında eksiye doğru bir gidiş var Zonguldak’ta.

Sanki bir el değdi ve Zonguldak’ın hak ve çıkarlarını koruma ve kollama konusunda bir isteksizlik üzerimize bindi.

Sustuk.

Susturulduk belki de.

Peki neden?

 

Eski Zonguldak Valilerinden İsmet Metin döneminde Bakacakkadı’da bir toplantı yapılmış ve Zonguldak’ın sorunları masaya yatırılarak çözüm önerileri konusunda fikir birliği sağlanmaya çalışılmıştı.

Hatta Zonguldak Bankası’nın bile kurulması gündeme taşınmıştı.

Yani bir çok kişi ve kurum düşüncelerini açık açık dile getirmiş ve bir rapor hazırlanmıştı.

Bu bile bir adımdı.

Anlamlıydı.

Acaba o rapor şimdi nerede?

Kim biliyor?

 

Zonguldak-Bartın ve Karabük illerinin kalkınması için Dünya Bankası tarafından hazırlanan bir rapor vardı.

Okuyan var mı?

Veya bilen.

 

Bütün bu minik eleştirileri niye yapıyorum ki.

Şunun için.

GMİS’in Genel Maden İşçileri Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü en azından piyasa araştırması raporu hazırlıyor ve bunu basına açıklayarak üzerimizdeki suskunluğun örtüsünü kaldırmaya çalışıyor.

Oysa çok eskiden TSO’lar da böyle bir çalışma yapar ve piyasa hareketindeki gelişmeleri üyeleri ve vatandaşlarla paylaşırdı.

Şimdi TSO’ların böyle bir işlevini ben duymadım.

Bilmiyorum.

Bildiğim üye aidatlarıyla  yemek düzenledikleri.

Protokol ziyaretleri yaptıkları.

Bilinen ve alışkanlık yapan bir görev anlayışını sürdürdükleri.

Ötesi yok.

TSO gibi bir çok sivil toplum örgütleri de aynı yolda.

 

Geçenlerde bir yerde okumuştum.

Kim söyledi anımsayamıyorum da, “biz  konuşmayı unuttuk” diye.

Gerçekten de öyle.

Halının altına süpürüle süpürüle kokan ve kokusuyla da dayanılmaz hale gelen bu işkenceyi sürdürerek kendimize haksızlık yapıyoruz.

Eleştirene küfür etmeyi  yöneticilik (!) sayan bir zihniyetin hizmet üretmesi mümkün mü?

Hizmet yemek yemek olmamalı.

Hizmet, üretmek olmalı.

 

İyi ki varsınız Genel Maden İşçileri Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nü.

Siz de olmasanız, şu hantallığın içinden süzülen küçük de olsa bir ışık olmayacaktı