Siyasiler kapı kapı dolaşırken, bilmem size gelip de “oyunu bize ver” diyen oldu mu?
Benden o isteyen oldu.
DSP ilçe Başkanı Mustafa Timur’un “Bizim belediye meclis adayı Safiye Orhan var. Delikanlı kadındır. Hatta godumu oturtur. Bizim Safiye, bağımsız milletvekili adayı oldu. Göndereyim de haber desteği verelim” sözleriyle tanıttığı Ereğlili bir emekçi kadın.
Mustafa, telefonumu vermiş ve Safiye Orhan görüşmek istediğini söyledi ve geldi.
Görüştük.
Geldi gitti ve yardımcı olmamızı istedi.
Her adaya nasıl haber desteği verdik ise Şalvarlı Safiye’ye de aynı ve ayrımsız ilgi gösterdik.
Sonunda, emekçi bir kadın.
Ereğlili.
Kızılca köyünden ve tarlasında ürettiklerini pazarda satan bizden biri.
Yolu açık olsun.
Siyasette öne çıkan en dikkat çekici isim kim biliyor musunuz?
MHP’nin ikinci sıra adayı Abdullah Bekar.
Bir çok çevrede bu genç adayın partisine oy taşıdığını ifade ediyorlar.
Sonra?
Oy deposu olarak gösterilen kimsenin adını duymadım.
Diyorlar ki, Cumhurbaşkanlığında Reis, milletvekilliğinde Abdullah Bekar veya Safiye Orhan.
Sonra?
Cumhurbaşkanlığında İnce, milletvekilliğinde ise HDP diyen de çok.
Daha sonra?
O kadar uç ve sivri ifadeler var ki sokakta dolaşan, Ereğli’nin seçmeni açıkçası çok şaşkın.
Halen daha sandığa gidince kime oy vereceğine karar verememiş olduğunu söyleyenler bile var.
Şudur; Zonguldak’ın merkez dahil en büyük ilçesi Ereğli, itilmiş ve kakılmış.
Ve de çok yalnız!
**
Pazar günü seçimler var ya, inanın Ereğli’de üst seviyede siyaset yapan hiç kimse Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimleri ile ilgilenmiyor..
Her şey yerel seçimlere endeksli.
Belediye başkanı kim olacak?
Yine ihtiyarlar mı öne çıkacak?
Derken, Fenerbahçe’deki değişim rüzgarının gençlerin önünü açtığını öne sürenler de var.
Tabi ki değişim.
Değişim enerji demek.
Heyecan demek.
Umut demek.
Ve de mutlağa mağdurdan yana olmak demek.
**
Yerel seçimlerin kilometre taşı olarak görüldüğünü gözlemlediğim bu seçimler biliniz ki yine Ereğli’ye bir şey vermeyecek.
Neden mi?
İktidar partisinin içindeki birbirlerini jurnalleme hastalığı, ilçeye tam tamına 5 yıl kaybettirirken, en sonunda bölgenin var olan vekilini de kaybettirdi.
Birbirlerinin yüzüne gülüp, her fırsatta boğazlamayı düşünenler, Ereğli’ye bir kez daha yanlış yaptılar.
Prof. Dr. Ercan Candan’ı istemediler.
Faruk Çaturoğlu’nu da istemediler.
Niye mi istemediler/istemiyorlar?
Siz bilmiyor musunuz?