Ne demiş atalarımız?

“Bir insanın kendine yaptığı kötülüğü, cümle alem bir araya gelse yapamaz !”

Güzel bir söz.

“Eline, beline, diline sahip ol” der gibi.

Yani, kontrolü elden bırakmadan, yaşamda ipi elden bırakmamak.

Ama..

Zaaf kimi zaman galip geliyor.

Kontrolü yenik düşürebiliyor.

“Olmaz olmaz” demek söz ile mümkün.

Gerçek yaşamda değişmeyen ne var ki?

 

Biz hepimiz son yıllarda kendi kendimizi ihbar ediyoruz.

Evet öyle.

Biz kendimizi fişliyoruz.

Bizimle ilgili bilinmeyenleri albüm yapıp ortaya sererken, farkında olmadan kendimizi ispiyon ediyoruz.

Nasıl mı?

Sosyal paylaşım sitelerine tutsak olup, beğenip beğenmediklerimizi ilan etmiyor muyuz?

En başta ailemiz ile ilgili bilgileri fotoğraflarla açıklamıyor muyuz?

Siyasal, sosyal ve kültürel açıdan yaşama bakış açımızı paylaştıklarımız ile vurgulamıyor muyuz?

Sevdiklerimiz veya sevmediklerimizi kimi zaman ince ayarlı ifadelerle yandan çarklı konuşturmuyor muyuz?

Sonuçta hepimiz neredeyse tüm özel yaşamımızı çarşaf çarşaf yayımlamıyor muyuz?

Budur işte.

Budur bizim kendi kendimize yaptığımız en büyük kötülük.

Bu nedenle “cümle alemin yapamayacağını” biz kendi kendimize yaparak, ayağımıza kurşunu sanal ortamda sıkıp duruyoruz.

 

Sanal ortam haberciliğin de önüne geçti.

Nerede ise herkesin elindeki akıllı (!) telefonlarda internet var.

Eee fotoğraf da çekiyor bu telefonlar.

Şırrak sesi çıkardığında objektifler daha arkanı dönmeden anında internette olay ve konular.

Hem de açıklamalı.

Şu şununla şuradaydı, şunları söyledi.

Foto karelerinde şunlar vardı.

Gibi..

Ha mesaj yazışmaları ayrı bir dünya.

Sır sanıyoruz.

Ama…

Maşallah depolar doldu taştı yazdıklarınız/yazdıklarımızla.

Neler var neler.

Tahminlerinize dur deyin.

Yetmez çünkü.

 

En kötüsü de, bu fotoğrafların bir başka yerde kullanılmasına onay vererek yayımlıyoruz.

Ola ki, bu sanal ortamları yönetenler bilgilerinizi satabilir.

Fotoğraflarınızı akla mantığa gelmeyen bir yerlerde kullanabilir.

Garip durumlar sizleri bekleyebilir.

Ama…

Bize bir şey olmaz değil mi?

 

**

 

Günü gerçek bir olayla bitirelim en iyisi.

Ümit Ablam anlattı.

Adam devlet dairesinde çalışıyor. Amiri odasına geldiğinde bir de ne görüyor ki, adam resmi gazeteyi önüne almış sayfa sayfa çeviriyor. Sonuna gelince bu kez sondan başa doğru sayfalarda boğuşuyor.

Sormuş amir:

“Oğlum ne yapıyorsun sen?”

Yanıt:

“En başında her hakkı saklıdır yazıyor. Onu arıyorum sayfalar arasında ama bulamıyorum.”