Belediyenin malı kimin?
Kamunun?
Kamu kim?
Halk.
Halk tarafından “geçici görevle” sorumluluk verilenler de, o kamu adına kamunun malını yönetir ve halk adına kullanır.
Bu mal arasında her şey vardır.
Asfaltta, su da, çiçekte, kaldırım taşı da, kiralık yerler de…
Her belediyenin gelir getirmesi amacıyla kiraya verilen işyerleri de, işletmeciler tarafından gerçek mal  sahibi olan halka hizmet verir.
İşte püf noktası burada.
Mal sahibi halk.
Kiraya veren de halk adına belediye.
Kiracı da halka hizmet vermekle sorumlu işletmeci.

 

Ama….
Halkın geçici görevle getirdikleri çoğunlukla cılk çıkınca, halkın malında kiracı olanlar halkı her yönden sömürür.
Hele bir fırsat bulsun.
Ticari etikten yoksun olan işletmeci halkın sırtındaki cekete bile göz diker.
Tabi ki kiraya veren belediyeden yüz ve fırsat bulursa…

 

Namuslu yönetilen belediyeler, “serbest piyasa” mavalını yutmaz.
“Heyt!” der ve haddini bildirin soyguncu  davranan işletmeciye.
Der ki”Bu malın gerçek sahibi halk, ben de bu halk adına sana kiraya verdim bu kamu malını, sen de halka hizmet verirken, fırsatçılık yapmayacaksın.”
Der mi?
“Der mi?” diye sordum ama yanıt gelmedi!
Anlaşılan genel  olarak “demez” dediniz…

 

Olur mu böyle olur mu!
Belediyeler halkını soydurur mu?

 

Neyse…
Örneğin Ereğli’de belediyeden kiralık aldıkları çay bahçelerinde çay kaç lira biliyor musunuz?
1 Nisan hangi tarihe geldi?
30 Mart yerel genel seçimlerinin hemen sonrasına.
Peki 1 nisan da ne oldu?
Çay 75 kuruştan 1 liraya çıkarıldı.
Seçim zammı bu.
Sanki çay bahçeleri seçimde  birilerine sponsor oldular ki, yüzde 30 civarındaki zammı kol gibi, pardon ince ayar çekerek kitabına uydurdular.
Bir bardak çay 1 lira.
Nerede?
İlçe halkının malı olan çay bahçelerinde.

Hadi bakalım yandan yandan, kim korkan ilçe halkından.

 

Şimdi “serbest piyasa” diyecek olanlara ne yanıt verilirse izin verdim siz deyin.
İstediğinizi deyin.
Zam yapılırken meydan boş da, halkın malından rant sağlayanlara “öheeee!” demek mi suç?
Hayır!
Atış serbest…

 

Yerel yönetimler kendi  kiracılarına “dur!” demeli.
“Diyebilmeli” sözünü asla kabul etmiyorum.
Çay elli kuruş kardeşim.
Gazoz şu, kahve şu.
O kadar.
Beğenmiyorsun güle güle.
Ayıp diye bir söz var.
Bu kent halkı bu kadar mı garip.
Hiç mi sahibi yok?+
Yöneticilerimiz uyuyor mu?

 

250 gram ekmeği 1 liraya, iki  adım yolu kartın yok ise 2 liraya gitmek zorunda bırakılan bu kent halkının hak ve çıkarlarını kamu adına koruyacak olanlar, bu keşmekeşe son vermeli.
Halkın çıkarını korumada ödün olmaz!
Her kim ki, halkın çıkarını korumuyor ve yan gelip yatarak kamunun kaynaklarını peşkeş çektiriyor derhal haddi bildirile…