Sabah sabah gelen ilk habere bakar mısınız?

“Gazeteyi su bastı!”

Güler misin ağlar mısın?

Gazeteyi nasıl su basar?

Ki, zemin seviyesinin de üstünde.

Ortalığı sel götürdü de biz mi uyuya kaldık?

Doğruymuş.

Gerçekten de su basmış!

Nasıl mı?

Üst katttan.

Üst kattaki bir arızanın bedelini biz ödedik ki, sabah ilk işe gelenler içeride şemsiye kullanmak zorunda kalmış.

Arandı tarandı ve nihayetindeki üst kat bürolarından birindeki arıza tespit edilip zabıtaya rapor tutturuldu.

Bundan sonrası iş yani.

Hem de nasıl?

Tavan, taban, duvar leş gibi.

Daha ötesi masa üstündeki telefon ve telsiz de kaput!

Büro eşyalarının bazıları su içinde.

İyi ki bilgisayarlar temiz.

En büyük müjde bu oldu bize.

 

Bu su baskını bize bir kez daha şunu hatırlattı.

O da sigorta.

İşyerimiz sigortalı ki, zararımız sigorta tarafından karşılanacak.

Sigorta dediğimiz sektörün değeri ancak başımıza bir iş geldiğinde anlaşılıyor.

“İyi ki kaskolu” diye niye diyoruz?

Güvence.

Sadece araçlarımız değil işyerlerimizi de sigorta yaptırmalıyız ki bir garantimiz olsun.

Hatta evlerimiz.

Her türlü sigorta var şimdi.

Elektrik arızasından yangına, depremden, su baskınına kadar.

Önemli olan bu sigortanın içeriğini bilmek ve gerçekleştirmek.

Fiyatları da hiç öyle yüksek değil sigortanın.

Ayda 50 liraya evinizi yukarıdan aşağıya sigorta ettirme şansınız var iken bunu kullanmıyorsanız kendinize yanlış yapıyorsunuz.

Yaptırın sigortanızı.

Otomobiliniz dışındaki tüm yaşam alanlarınızı.

Hatta kedinizi köpeğinizi bile.

Kaybetmezsiniz.

Ayda ödeyeceğiniz ortalama 50 liraya maddi varlıklarınızı sağlama bağlamanız çok bu zor?

 

Torunum Ekin’in ilk doğum gününde O’na bireysel emeklilik sigortası yaptırdım hediye olarak.

Aradan 7 yıl geçti bile.

Her yıl artırdığım ödentiye devlet katkı payları de ekleniyor ki bal kaymak.

Şaka maka 3 yıl sonra 10 yıllık süresi bile doluyor.

Al sana birikim.

Çocuklarınıza-torunlarınıza verebileceğiniz en güzel doğum hediyesi olabilir bireysel emeklilik.

Günler su gibi geçiyor.

O küçücük birikimler dağ olup günü geldiğinde de bir işe yarıyor.

 

Hayatımızı öncelikle biz sigorta ettirmeliyiz ki, en azından bir güvencemiz olsun.