Kdz. Ereğli Kaymakamlığının düzenlediği panelin adı; insan hakları.
Konu güzel.
Konuşmacılar da güzel.
Konuklar da öyle.
Böylesine güzel bir konuda salondan çekilen fotoğraflara baktığım da ise canım yandı.
Açıkçası ayıp da buldum.
Çünkü yanlış durum var ortada.
Neden mi?
Fotoğraf söylüyor her şeyi.
Nedir mi?
Ayaktakiler.
Genellikle de gazeteciler.
Yani, o etkinliği fotoğraflayacak, haberleştirip de yayımlayacak olan gazeteciler.
Onların hakkı yok mu beyler?
Onlar insan değil mi?
Ki, onların rahat çalışabilmeleri için fiziki koşulların sağlanması gerekmez mi?
Siz çıkın orada insan haklarından dem vurun. İyi güzel de  gazetecilerin ayakta nasıl not  alacağını ve nasıl çalışacağını düşünmeyin.
Hatta aklınızın ucuna da getirmeyin.
 
Aslında bu ayıp genel.
Pek gittiğim yok basın toplantılarına ama duyuyorum.
“Abi sizin döneminiz zaman tünelinde kaldı?” diye yakınıyor meslektaşlar.
“Neden?” diye sorguladığımda ise, hem bazı meslektaşlardan kaynaklanan cıvıklıklardan söz ediliyor hem de gazetecilere gösterilen ilgisizlikten.
Örneğin bir parti basın toplantısı düzenliyor ise o parti yöneticileri gazeteciler için yer ayırmıyor. Önemli olan yönetimin yandaşları. Yandaşlar oturuyor  gazeteciler  ise ayakta.
Saygı bitmiş.
Oysa o gazeteciler misafir, misafir.
Davet etmişsin.
Davet ettiğini ayakta durmaya mecbur etmişsin.
Sonra da çıkmış car car konuşurken, ayakta not almaya ve partilileri geçip de iki kare fotoğraf almaya çabalayanları unutmuşsun.
Aslında “Unutmuşsun” sözcüğüyle ilgili başka şeyler söylemek lazım da, şık değil.
Bir çok kurum ve kuruluşta basına saygı diye bir kavram ya hiç yok ya da hiç yerleşmemiş.
En son bu şoförler odasının otelde düzenlediği toplantıya “Ne diyorlar?” diye öğrenebilmek için  sonradan gittiğimde, meslektaşlarımın yine ayakta görevlerini yapmaya çalışıyorlardı.
Ayıp ya ayıp!
Sen oturacaksın, gazeteciler de karşında ayakta duracak.
Bir kurumun başı olmak başka, insan hakkına saygı duymak başka işte.
 
Bizim meslektaşlarımız artık bu işkenceye, saygısızlığa son vermeli.
Hatta eylem yapmalı!
Bu tür saygın olmayan durumlarla karşı karşıya kalındığındaı, ayrımsız toplantıları tepkilerinin sebebini de ortaya koyarak terk etmeli.
İnsan hakları gününde bile gazeteciler ayakta kalıyor ise gerisi için ne demeli?
Tuz mu koktu?
Çoktan mı?