Zonguldak Belediye Başkanlığı için CHP’den aday adayı olan Bahattin Arı bir gazeteci. Özü sözü düzgün ilkeli bir kimliğe sahip Bahattin Arı’nın adaylık için başvuracağını bildiren açıklamasını okurken “işte bu!” dedim.

Evet işte bu.

Yeni yüz.

Genç.

Düzgün.

Duruşu belli.

Oynamamış.

Saydamlık ve katılımcılığı bilen.

Kamu kaynaklarının har vurup har savrulmamasının anlamının farkında.

İyi bir solcu.

Ve dahası.

CHP için elbette böyle isimler büyük şans.

Ama…

Tüm bu güzelliklerin arasına bir “ama” girince işler değişiyor.

CHP’nin ilke ile ilgili bir  ayarı yok ki.

Çünkü…

CHP ihtiyarlardan yana.

İhtiyarlardan yana olmasının birinci gerekçesi de, kadrolar ihtiyar.

Gençlere geçit yok.

En genci 50 nin üzerinde ve bugün bile 60 ın üzerinde aday adayı enflasyonu var ise tespitleri gelin siz yapın.

CHP için;  oparti bu parti gezmiş kimin umurunda.

Yaptıkları ile yapacakları arasındaki bağı gözlemlediğinde güven vermemesi de önemli değil.

Saydamlık ve katılımcılıktan bi haber zırttır pırttır.

Solculuk mu dediniz?

Duruş dediğinden de tribün anlaşılıyorsa iyidir iyidir.

Ağzı laf yapsın yeter.

Gerisi olu molu a evlatcum telaşe yok.

 

Bahattin Arı’nın aday adaylığı kağıt üstünde kalır.

Aynen milletvekili seçimlerinde Turan Oral’ın liste başı yapılmaması gibi.

Ereğli’den de Ünal Demirtaş veya Hüseyin Uysal’ın ikinci sıraya oturtulmaması da böyle ya.

Tepeden inme adaylar.

Yağlar ballar.

Ayarlamalar.

Bağlantılar.

Kafa kollar.

Atta gidiyor seçimler.

Değişen sıfıra sıfırmış da takmıyor kimse.

İhtiyarlar görevde.

Gençlere güle güle.

 

CHP genel merkezi bugün bile çıksa ve 60 yaşın üzerindekilerin aday gösterilmeyeceğini açıklasın, parti ayağa kalkar.

Kadınlar ve gençlerin öne çıkarılacağını ilan etsin siyaset dışında kalmayı daha doğru bulan ilkeli solcular harekete geçer.

Dahası, “adaylar ön seçimle belirlenecek” kararında olsun örgütler alkış tutar.

Ama…

Yine girdi bir “ama” araya ki, gelin de aşın.

Aşamazsınız.

Kalırsınız.

Kırılırsınız.

Umut yelkenleriniz  rüzgar almaz.

Kaybolan yılların sebeplerine tutsak olmanın çaresizliğinde kendi kabuğunuza çekilip oy verecek bir parti arar durursunuz.

En garibi de, o partiyi bulamazsınız.

Yine de gidip “kötünün iyisi” diye CHP ye oy vermeye devam edersiniz.

En sonunda da,  çaresizliğinin zorunluluğundan dolayı  verilen bu oyların üzerine CHP’li ihtiyarlar da çıkıp da “yüzde 26 oyumuz var” diyerek sevinç  çığlıkları atar.

Avuntuları ile avunarak oturdukları koltuklardan kalkma erdemini göstermezler.

Bu oyun işte böyle bir böyle oyun.