Söz de değil öz de “katılımcılık” olmadığı sürece bu ülkenin kaynakları har vurulup har savrulmaya devam eder.
Örnek mi?
Kdz. Ereğli Devlet Hastanesi’nin yeni binası.
Siz duydunuz mu bilmiyorum da şahsen ben şikayet etmeyen bir tek kişi bilmiyorum.
Herkes tepkili.
Hatta “Bu hastaneyi buraya yaptıranın” diye okuyan okuyana.
Peki neden geliyor bu tepkiler?
Elbette en önemlisi ulaşım sıkıntısı.
Devletin hastanesine gitmek yerine özel hastanelerde tedavi olanların sayısı o kadar çok ki. Eğer ki özel hastaneler bu durumu fırsata dönüştürmeyerek, her şey için tahlil dayatmasında bulunmasalar belki de işleri ikiye üçe katlanacak. Hırslarını yenemiyorlar ki.
Biliyorsunuz hastaneler artık şifa kapısı değil.
Ne kadar hasta o kadar mani.
Şarkı oldu, mani mani mani…
Hastaya müşteri gözüyle bakıldığından bu yana bu işler özünden saptı.
Neyse bu işler zor işler.
Biz asıl konuya dönersek, hastane yeri ile ilgili bitmek bilmeyen şikayetler devam ediyor.
Bitecek gibi de değil.
Çünkü, bu yol güzergahı şehrin doğusu.
Oysa şehirler batıya doğru gelişir ama…
“En iyi yer burası” diyen çok bilmişler ilçe halkını ömür boyu çileye mahkum ettirmenin ayıbını bilseler bari.
Sanmam!
Aynı hastanede bir konu daha var!
O da acil!
Acil servisin yolu Arnavut taşı ile döşenmiş.
Hangi mühendis firması çizdi projeyi ve hangi makamlar onayladı anlamak güç.
Acile gelen hastayı Arnavut taşının üzerinde götürmek işkencelerin işkencesidir.
Hele ki kanamalı ise.
Kütür kütür eden bir acil servis yolu mu olur?
Af buyurun da; hani bir söz var “Allah akıl dağıtırken bunlar neredeydi?” diye.
Böyle bir saçmalık hadi ki projede vardı.
Ya sonra?
Sökersin o taşları ve ya beton ya da asfaltla kaplattırarak, acile gelen hastalara yol işkencesi çektirmezsiniz.
Çok mu zor?
Yakında yeni bir işkence daha başlayacak aynı bölgede.
Ne mi?
Terminal.
Terminal hele bir taşınsın da görelim Hanya ile Konya’yı.
Sinirlere mukayyet olmalı.
Sonra da, “katılımcılık” yerine “ben yaptım oldu” zihniyetinden kopamayan ve halka hizmet yerine köstek üretenlere dua (!) edelim.
Elimizden başkası gelemez ki.