Malum gündem; FETÖ !
15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından başlayan “devleti temizleme” operasyonları sınırsız ve kesintisiz devam ederken, başlayan yeni furyanın adı da ihbar/ihbarcılık oldu.
Ortalık, birinci temeli “kendini kurtarma” olan ihbarcılardan geçilmiyor.
Sallayan sallayana.
Ve inanın en büyük ihbarcılar da bu FETÖ’cular arasından çıkıyor.
En yakınındakini bile “beni oraya maç seyretmeye götürdüler” gibi ipe sapa gelmez safsatalarla gözaltında gazel okuyarak ihbar edenler, “tutuklanmama” peşinde gece gündüz öterken, kamuoyunun tek endişesi ise kurunun yanında yaş yanmasındır.
Bakar mısınız; Cumhurbaşkanı bile ne dedi:
“At izi it izine karıştı!”
FETÖ örgütlenmesine karşı duruşu ile “Aman Cumhurbaşkanına bir şey olmasın” dileklerinin çokça savrulduğu bir dönemde Recep Tayyip Erdoğan bile bu cümleyi kuruyor ise vay haline ülkenin.
Karışmasın.
Suçlu ile suçsuzlar birbirine karıştırılarak, bu temizleme operasyonu sulandırılmasın.
Çünkü.
Cemaat’in TSK’daki yapılanmasını anlattığı "İmamların Öcü" adlı kitabı yazan Yavuz Selim Demirağ da gözaltına alındı.
Hayırdır!
Bu durum bile at ile it izinin birbirine karıştığının fotoğrafı değil mi?
**
Devletin ilgili birimleri hep ayakta.
Herkes görevini yapıyor.
Güvenlik kuvvetleri de yargı da.
Ve diğer kamu birimleri de yazıp çiziyor.
Durum böyle iken, medyanın geçmiş yıllarda olduğu gibi yargısız infaz yapan bir bataklığa düşmemesi gerekiyor.
Neydi o yıllar?
Ergenekon, balyoz, şike, odatv gibi operasyonlarda sabahtan akşama kadar akla ve vicdana sığmayan suçlamalar ile neler söylendi, yazıldı. Hatta ortada iddianamesi bile olmayan davalar üzerine kitaplar bile yazıldı.
O kara dönem bu kez yaşanmamalı.
Herkesin bir ailesi var.
Herkesin bakmakla yükümlü oldukları insanlar var.
Herkesin iş ve aş kaygısı var.
Yapan çeksin.
Hatta en ağır biçimde.
Ama insanı insan yapan “vicdan” vicdansızlığa dönüşmesin.
Her şey devlete bırakılsın.
Bu ülkede bir devlet var.
Ve o “dokunan yanar” denilen örgüte bu kez iyi dokunuluyor.
Hem de ne dokunma…
**
Söylemek istediğim şu:
Bir kişi gözaltına alındığında şüphelidir.
İddianamesi açıklandığını sanık, mahkum olur ise de suçlu olur.
Yani, “suçlu” diye yaftalamadan önce bir düşünmek gerekir.
Ya değilse?