AKP yüzde elli, CHP yüzde 25. AKP’nin oyları arasında CHP’ye , CHP’nin oylarında da AKP’ye tepki olarak verilen oylar var.
Sonuçta tüm seçimleri kazanan AKP, kaybeden de CHP oluyor.
Yarın seçim olsa değişen bir şey olur mu?
Bir tek kişi çıkıp da “CHP’nin iktidar şansı var” diyebilir mi?
Diyemez ise neden?
Sebebi o kadar gözler önünde ki…
CHP bu kadrolar ve anlayışla sittin sene iktidar-miktidar olamaz.
Neden böyle kesin ve keskin bir yargıya varıyorum?
Sebebi açık.
Bu hafta yapılacak olan ilçe kongresi öncesi yaşananları gözlemleyince bu gruplaşma ve hizipleşmenin CHP’nin başına bela olduğunu bir kez daha görüyorum.
Yazık!
Ülkede başkanlık tartışmaları var ve 13 yıl sonra AKP yeniden tek başına iktidarı yakalamış, Ereğli’deki CHP’liler halen daha “bir araya gelelim, yeni bir heyecan yaratalım. İkiye üçe bölünmeyi değil de, tek vücut olalım” demiyor veya diyemiyorsa, halk ne yapsın?
CHP’li olmadığı halde “oyum ziyan olmasın” diye CHP’ye oy vermeye abone olanlar ne yapsın?
Ne yapsın AKP iktidarından kurtulmak isteyen milyonlar?
Nereye gitsin?
Kimse CHP’ye mecbur değil ki !
Zaten CHP’lilerin de böyle bir derdi yok.
CHP’ye babasının tapulu malı gibi görenler, “Ya neden bölünüp duruyorsunuz? Bu kadrolar ile toplum size güvenmiyor. Yeni kadrolar öne çıkarın. Genç olsun. Kadın çoğunlukta olsun. Bu kadrolar öncelikle halkçı olsun. Partililerine sevgiyle yaklaşsın. Merhaba desin. Selam versin. Yüzü gülsün. Vatandaş ile aralaya mesafe koymasın. Tepeden bakma alışkanlığı değişsin. Yıpranmış veya birilerinin adamı değil, partiye hizmet etmek için göreve talip olanlar gelsin. O parti bu parti gezmiş ve kendine bir yer edinenlerin sinsi planlarına alet olmak isteyenler gelmesin” diyenlere de kızıyor.
Onlar hep kızarlar.
Azarlarlar.
Bağırırlar.
O gerginliği ile partinin kapısından içeriye kimsenin girmesine de tahammül edemezler.
Yazık.
CHP’ye değil, ülkeye yazık.
Şimdi diyecekler ki, “Biz onca kişiye adaylık teklifi yaptık kimse gelmedi.”
Yalan!
Yalanlığı palavra.
Adaylık teklif ederken bile samimiyeti askıya alanların CHP’ye enerji verebilmeleri mümkün değil.
Alın size somut bir örnek.
Aday olmayacağı ve eski Belediye Başkanının desteklediği ve kamuoyunun hiç tanımadığı Sertan Ocakçı’nın yanında olduğunu açık açık söyleyen ilçe Başkanı Hayrettin Kartal ile aday olmasını kesin gözle bakılan Yaşar Balcı neden biraraya gelmez?
Bunlar eski arkadaş.
Her ikisi de CHP’li.
Bu ikili bir araya gelse de:
Ey Oktay Demiroğlu,
Ey Muhabbet Tezel,
Ey Erol Çivici,
Ey Banu Tabak,
Ey Eylem Ertuğrul,
Ey, Gül Güleryüz,
Ey Kamuran Ayyıldız,
Ey Ayşegül Erdoğan neden 'size görev düştü" demezler.
Veya başka isimleri söylesinler.
Hemen denilecek ki, “gittik kabul etmediler”.
Hayır gitmediler.
Gittiler de gaz almak ve "gittim de kabul etmedi" demek için.
Hayrettin Kartal ile Yaşar Balcı ikisi kolkola girsin ve sıraladığım isimler veya başkalarına gidip de “önümüze geçin biz askeriniz” desinler, partide bahar havası eser.
Heyecan gelir.
Moral olur.
Birbirini boğazlamanın partililik olmadığı görülür.
Peki neden bu tarihsel adımı atmazlar?
Kişisel hesap ve sürtüşmeler.
Türkiye elden gidiyor Ereğli’deki CHP'li Hayrettin Kartal ile CHP'li Yaşar Balcı ise bir araya gelip de toplumun önünü açmıyor ise kimse çıkıp da AKP’ye oy veren yüzde elliye sataşmasın.
Kendi içinde barışık olmayan ve sürekli kavga eden eve misafirliğe bile gidilmez.
Gitmezler.
Seçim olacak ve iki guruptan biri seçimi kazanacak.
Sadece bu.
Sevinçler falan filan.
Ama gerçek sonuç ne?
Kazanan AKP olacak beyler bayanlar.
Dost acı söyler ama siz bu acı sözlerden bile ders almak yerine sataşmayı seçiyor iseniz, CHP’nin asla iktidar olamayacağını söyleyenler hep haklı çıkacaktır.
Tüm sözlerin özeti de budur…