Kdz. Ereğli’de 7 bin işçiyi istihdam eden tersanelerin içinde bulundukları ağır ve zor koşulları temcit pilavı pişirir gibi yeniden anlatmaya gerek var mı?
3 Milyon Suriyeli’ye kucağını açan Türkiye Cumhuriyeti, Kdz. Ereğli’de kepenklerini kapatan tersanelerin “olmak ya da olmamak” feryatlarını duymadı, ilgilenmedi ve kendi kaderlerine terk etti.
Sonuç?
7 bin Ereğlili ekmek parası için gurbete çıktı.
Ve bu günlere gelindiğinde, Kdz. Ereğli’yi çok iyi bilen, ilçede bir çok yakın dostu olan ve tersanecilik konusunda uzman Binali Yıldırım’ın Başbakanlığa getirilmesinin ardından “hah şimdi umut doğdu” denildiği anda ülke büyük ve kanlı bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı.
Binali Yıldırım şöyle bir başını kaldırabilse, Ereğli’yi mutlaka görecek ve tersaneleri yeniden işler hale getirecek görüşleri anlam bulacak.
Umut Başbakan Yıldırım.
O umut da umutsuzluğa dönüşmese…
**
Tersaneler böylesine içler acısı durumda iken kıt kanaat 40-50 işçi ile yine de tekeri döndürmeye çalışan Çengelburnu’ndaki eski tersanelerin başı ise büyük ayrı bir dertte.
Bu tersaneler irili ufaklı yaptıkları tekneleri denize indiremiyor.
Çünkü…
Gülüç Irmağı’nın deniz ile buluştuğu noktada tıkanma var.
Deniz hareketi Erdemir’in denize doldurduğu cürufu alıp getiriyor ve ırmağın ağzını kapatarak, hem ırmağın akışını engelliyor hem de tersanelerde yapımı tamamlanan teknelerin inişinde bir çok zorlukların yaşanmasına sebep oluyor.
Bu çileyi ortadan kaldırmak için kapı kapı dolaşan tersaneciler kimlere gitmemiş ki?
Kimlere dilekçeler verilmemiş ki?
Kimlere “yar derdime bir çare” denilmemiş ki?
Sonuç?
Koskocaman sıfır.
Tersanecilerden Adem Ustamehmetoğlu “Biz binlerce işçi çalıştırırken kapımızın önünden uğramadan kimse geçmezdi. Ne zaman ki, düştük bize kimse aramaz oldu. Yarın bir gün yine büyüdüğümüz anda, yine aynı şekilde arayanımız soranımız çok olacak” dedi.
Bu ifadeler tarihtir!
Tabi ki anlayana/anlayanlara.
Ortada bir sorun var ve bu sorun çözüm bekliyor.
Erdemir gibi bir kurumu yönetenlerin, tersanecileri mağdur etmeye hakkı var mı?
Yakışır mı?
Bugün ulaşılan teknoloji de, o ırmağın ağzının tıkanmasının önüne geçilecek onca yol ve yöntem var iken konunun savsaklanması hiç de hoş değil.
Demiyorum ki, Çevreyi kirletiyor.
Demiyorum ki, biz yazdığımız zaman sus paylı geziler düzenleniyor.
Demiyoruz ki, yazanlar abonelik ile tehdit ediliyor.
Demiyoruz ki, bu tutumlar ayıptır.
Demiyoruz ki, bu kötü gidişe birileri dur desin.
Demiyoruz !
Kim ne yaparsa yapsın da, o tersanelerin yapımını tamamladıkları tekneleri denize indirmesinin heyecan ve mutluluğunu kimse engellemesin ve gasp etmesin.
Bu çok yanlıştır.
Hatadır.
O kadar !
Sayın Vali Ali Kaban’ın bu konuya bir el atarak, her açıdan sakıncalı Gülüç Irmağı’nın denize çıkış noktasının kapatılmasına ve bu kapatmaya da Erdemir’i yönetenlerin seyirci kalmasına müdahale etmesi ilçe ekonomisi açısından da çok önemlidir.
Söz valimizdedir.
Orada ağlayan tersanecilerin çaresi Sayın Ali Kaban’dadır.