-Uzun Mehmet nereli?

Kdz. Ereğlili.

-Neresinden?

-Eskiden köy olan Kestaneci Mahallesi’nden.

-Kimdir bu Uzun Mehmet?

-Kömürü bulmuştur.

-Peki böyle bir kahramana doğduğu kent ne kadar sahip çıktı?

-Bilmiyorum.

-Köseağzı’nda bulduğu taşkömürü ile Zonguldak ve bölgesini sanayi ile tanıştıran, kömür işletmelerinin adına “Ereğli” adını yapıştırtan Uzun Mehmet’e Ereğli’nin etkin ve yetkilileri sahip çıkmaz?

-Çıkmıyor mu?

-Çıkmıyor tabi. Kestaneci’de Uzun Mehmet’i ve madenciliği yeni kuşaklara anlatıp tanıtacak bir müze yapılacaktı ama… Festival belediyeciliğinden başka bir dünyası olmayan zatı muhteremler bu hizmetin ilk adımını bile atamadılar.

-Aaa ne ayıp ne ayıp!

-Ayıp biter mi? Bitmez!..

-Peki ne olmalı?

-Öncelikle Zonguldak’ın Kurtuluş Günü’nde resmi olarak Uzun Mehmet için anma töreni yapılmasının anlamsızlığına dikkat çekilmeli. Çünkü, Uzun Mehmet Ereğlilidir ve Ereğli’de anılmalıdır. Her yıl 8 Kasım’da hem ‘Dünya Kömür Günü’nün kutlandığı ve hem de Uzun Mehmet’in anıldığı resmi tören Ereğli’de yapılmalıdır.

-Yapılıyor ama…

-Hayır! O belediyenin düzenlediği gayri-resmi bir tören. Resmi bir tören düzenlemek için öncelikle belediye meclisi karar alıp  uygulanmasını isteyecek. Belediye bu meclis kararı ile  Zonguldak Valiliğinin de 21 Haziran Kurtuluş Günü ile ilgili resmi tören programından Uzun Mehmet’i anma bölümünün çıkarılmasını isteyecek. Diyecek ki belediye, “Uzun Mehmet Ereğlilidir. Biz her yıl Zonguldak genelinde Uzun Mehmet’ i resmi Anma töreninin sadece Ereğli’de 8 Kasım’da yapılmasını istiyoruz. Bu konuda meclis kararı da aldık.”

-Çok kolaymış.

-Kolay iş çok da yapan yok.

-Niye?

-Niye olduğunu geçen zamanda Uzun Mehmet’e sahip çıkılmaması ile yaşayarak gördük.

-İyi tamam da ne istiyorsun veya ne olmalı?

-Ne isteyeyim bu kentin bir  vatandaşı olarak kendilerini “Ereğli hastası” olarak gören Milletvekili ve belediye başkanından harekete geçmelerini bekliyorum.

-Kuşkun mu var?

-Niye olsun ki. Her ikisinin de en azından samimi olduklarını inananlardanım. Bu tür konulara da zaman ayırma fırsatı bulduklarında,  çözüm noktasında ve Ercan Beyin sözü ile “ortak akılda” buluşulacağını tahmin ediyorum.

-Sonrasında?

-Ötelenmiş veya halının altına süpürülmüş ve  çözümü de çok basit konuların da ele alınmasıdır beklentiler.

-Olur olur… Telaşe yok!

-Şimdilik yok!..

 

O dedi, öteki dedi.

Birlikte çok şey dediler.

Umut…

Umutsuz da yaşanmıyor ki…