Dolar aldı başını gidiyor.
Sadece dolar mı?
Hepsi gidiyor!
Aşağı inen yok!
Hepsinin gözü yükseklerde.
Onlar çıkıyor, peki ya biz?
Biz çıkıyor muyuz?
Yoksa ?!!
Tam tersi mi?
Herhalde tersi.
Döviz ve altın zıp zıp ediyorsa, bize de tıp tıp gelir.
Tersine tersine.
Yani, enflasyon.
Derler ya “iğneden ipliğe zam” diye.
Aynen öyle.
Dolar başını alıp gidiyor çünkü.
Bir haber okudum ve güldüm.
Haberin başlığı “dolar 3,5’a dayanır mı?”
Dayanır mi bilebilir miyiz?
Ekonomistler tahmin edebilir ancak.
Ama şu var ki, biz bunu çok iyi biliriz.
Dolar başını alıp gidip 3,5 lara koştukça, bizler de 3,5 atacağız.
3,5 yavrum 3,5 !
Bu üç koyup beş almaya da benzemiyor.
Attırma meselesi.
Hep birlikte atacağız buçukları.
Sonuçta ortada bir “buçuk” meselesi var.
Buçuk mu başka bir şeye benzemez.
Attırır!
Peki ya dünya ne yapıyor?
Onlar da atıyor mu buçuk buçuk.
Yoksa, doların başını alıp gitmesi hoşlarına mı gidiyor?
Bilmiyoruz!
Bildiğimiz tek şey var o da, o buçuklar bize yara veriyor.
Her buçukta biraz daha yoksullaşırken parası olan daha çok kazanıyor.
**
“Onlara sevdanın yollarında başını alıp gitmeler
Bizlere de buçuklu dom dom kurşunları.”