Zaman zaman daha çokta kaybedilen, bir daha geri gelmeyeceğine inanılan şeyler için bu dünyadan şu geçti, bu memleketten bu geçti deriz ya.

İşte Kdz Ereğlisi’nden de bir Erdemir geçti, geçiyor.

Hiçbir yere gittiği yok olduğu gibi yerinde duruyor diyenlere sözümüz yok!

Kurulması için 1960 yılında özel bir yasa çıkartıldığında ne tam bir kamu ne de tam bir özel sektör kuruluşluydu. Kurucuları arasında Ankara Ticaret Sanayi Odası, Karabük DÇ Fabrikaları, Sümerbank, T. İş Bankası ve bir Amerikan Şirketi vardı.

Gerçekten de kasaba adına Taş ömürünün bulunmasından sonra yakın tarih açısından en önemli Milat bu olmuştu.

İlk kuruluş anından itibaren kasaba ile bütünleşmişti.

Ayrıları gayrıları yoktu. Kasaba, fabrikanın yöneticilerine çalışanlarına kucağını açmıştı, bu sıcak karşılama kabul bulunca da tek vücut olmuşlardı.

Kendi kazandıkça ülkeye de kazandırıyordu, ama öncelik kasabanın kasabalı’nındı. 

Bunlar olup biterken kasaba adına olan gelişmelerin planlı hesaplı kitaplı mı yapıldığını kimse düşünmüyordu bile.

Yıllar geçtikçe serpildi büyüdü el verdi büyüttü.

.....................................

Anayasalarının ilk maddesinde menfaat birlikteliği yazanların ağızlarının sularını kasaba veya fabrika adına bu sosyal ve ekonomik gelişmeler değil de bilançoların en sonundaki vergiden sonraki göz kamaştırıcı kar rakamları akıtıyordu.

Hesaplar kitaplar masalara yatırılmıştı huzura, birlikteliğe, gelişmeye, sosyal refaha göz dikenler harıl harıl çalışmaya başlamışlardı.

2006 yılında yapılan ihalenin sonucu halaylarla davullarla zurnalarla kutlanırken yine unutulmuştu.

Talipliler yalnızca bilançonun en dibindeki rakamlar ile ilgileniyorlardı.

Bunun dışında insanın, diğer canlıların, havanın suyun denizin yani hiçbir şeyin önemi yoktu olamazdı da.

Siz bakmayın bu durumlarda,

Efendim bu kadar yatırım için çed raporuna ne gerek var!

Elbette bizde kasabanın zarar görmesini istemeyiz ama!

Özel Endüstri Bölgesi ilanı fabrika için faydalı bir şeyse desteklemeliyiz.

Böyle bir ortamda işsizliğe çare olacak veya önemli olan istihdamdır diyenlere.

Bunlar, kendilerine verilen görevleri yapan hem nalına hem de mıhına vuran, senden yana görünüpte arkandan vuran, bulanık sularda balık avlayanların olta ucundaki canlı yemlerdir.

Senin sarı ineği bir kez verdiğini de iyi biliyorlardır.

Arkalarını dönüp giderken bıyık altından gülerek geçmiş olsun birader iyi uyumalar derler de sen duymazsın bile.

.......................

Satış bir kez başlayınca arkası hızlı gelir.

Gün gelir Çınar altında vakit öldürürken ya bu fabrikanın şimdiki sahibi kimdi diye bile sorarsın.

Başkan dillendirmeye başladı, nerden kimden duydu bilmem, ben ondan duydum.

İşin içine artık yabancılar giriyormuş.

Bir sabah Sinter bacasında görüldüğünde bu da neyin nesi denilmesin, karınca kararınca ahaliye bir yardımımız olsun! diye iirmyr kelimesine alışalım diyorum.

Arapça Erdemir demekmiş.

Nuri ÖZTÜRK / İZMİR