Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum

Bütün çiçeklerini getirin buraya,

Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,

Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer

Bütün köy çocuklarını getirin buraya,

Son bir ders vereceğim onlara,

 

Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,

Kaderleri bana benzeyen,

Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları

Geniş ovalarda kaybolur kokuları...

Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri

Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni,

 

 

Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,

Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,

Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,

Ne güller fışkırır çilelerimden,

Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,

Korkmadım, korkmuyorum ölümden,

Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

                  Ceyhun Atuf Kansu

Türkcell 2000 yılında maddi imkansızlıklar ve töre nedeniyle okuyamayan kız çocuklarının önünü açan bir proje başlatıyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile işbirliği yapılarak gerçekleştirilen projenin ilk etabında 5 bin kız çocuğuna eğitim bursu verilerek yola çıkılıyor.  Günün şartlarına göre 2007 yılında projede kapsam değişikliğine gidiliyor. Kamuoyunun ilgi gösterip destek verdiği projede sayı ikiye katlanıp 10 bin kız çocuğuna ulaşılıyor. Günümüze kadar on binlerce kız çocuğunun yoksulluk ve töre baskısından kurtarılması ile yaşanan olay, son yıllarda ülkemizdeki en büyük devrimlerden biridir.

Ayşe Kulin, proje kapsamında il il, ilçe ilçe, köy köy dolaşarak burs verilen kız çocukların evlerine kadar giderek aile yaşamlarını görüp gözlemleyerek kaleme alıyor. “Çağdaş Türkiye’nin Çağdaş Kızları” nı anlattığı “Kardelenler” kitabının kapağında üstteki şiir var.

Ceyhun Atuf Kansu’nun  “Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri” sözleri size ne çağrıştırdı.

Narin!..

Aile yakınları tarafından katledildiği öne sürülen sekiz yaşındaki Narin’de okuyacaktı belki bu şiiri.

Belki birileri de Narin’in elinden tutup okutacaktı.

Belki doktor olacak, belki de mühendis.

Belki de öğretmen.

Yaşamını, Çağdaş Türkiye’nin Çağdaş Kızlarından biri olma şansını elinden çaldılar Narin’in.

Kardelen olmasını bile yok ettiler.

Kopardılar bir çiçeği.

Çiçeğimizi.

**

Yıllar önce okudum Kardelen kitabını. Okuyan herkesin de, okumayanlara “mutlaka okuyun”   diye önerdiğini hatırlatmadan geçemeyeceğim.

O burs verilen çocuklarını nasıl belirlemişler, aileleri ile nasıl iletişim ve ilişki kurmuşlar ve bu projenin ruhunu nasıl paylaşmışlar, muhteşem!

Devrim budur.

Milliyetçilik budur.

Halkçılık işte tam da budur.

Yoksulluk ve töre baskısı ile yok olup giden çiçeklerin koparılmasını engelleyip güneşe çıkaran ve yurdumun aydınlık yarınlarının enerjisi olmasını sağlayan, sonrasında bu devrimin sürdürülmesini sağlayanlara .bu ülkenin borcu var.

Bu ülkede, ülkemizi korku ile kontrol eden ve etmeye çalışanlara “dur!” denileceği günlerin uzakta olmayacağına inanmak istiyor insan.

İnanmak istiyor ki; geleceğimizin minikleri taciz ve tecavüze uğramasın,

Öldürülmesinler.

Çocuk gelin olmasınlar.

Oyuncaklarıyla oynayıp sevgiyi öğrensinler.

O küçücük beyinleri de bilimin enerjisiyle zenginleşsin.

Fizik bilsinler.

Matematik bilsinler.

Felsefe bilsinler.

Koşsunlar ışığa ışıklara.

Umut dolu minicik yürekleriyle güzel ülkemizin yeni kardelenleri olarak yarınlarımıza ses olsunlar, söz olsunlar, destan yazsınlar.