Gazeteye ilk kez geldi ve dedi ki, “Sen yazarak mı para kazanırsın, yoksa yazmayarak mı?”
Şaşırdım.
Bu ne biçim soru ya?
Soruyu anlamaya çalıştım.
Ne diyor bu?
“Sen yazarak mı yazmayarak mı para kazanırsın?”
Allah Allah!
Ne demek istedi?
Düşündüm “Ben yazıp çizerek ekmeğimi kazanıyorum.”
Aykırı sorular insanları hep terse yatırır.
Bu soru da bir hinoğlu hinlik olduğunu sezdiğim için biraz geç verdim yanıtımı:
“Yazarak!” dedim.
Güldü; “Yazanlara bir şey dediğim yok, yazmayarak kazananlara sözüm.” Diye açılım getirdi sorusuna.
Halen daha sorunun ayrıntısındaki gizemi çözememiştim.
Nihayetinde ampul yandı.
Ampul yandığında da inanın “yazarak” dediğim için mutlu oldum.
Ya “yazmayarak” deseydim?
**
Çay söyledim Bozhane bahçede.
Dedi ki garson “Abi Ajda olsun mu?”
“Ajda olsun ama şimdi ki değil” diye aklımdan geçirmedim değil hani.
Bi çay söylüyorsun ve karşına Ajda çıkıyor.
Ajda’nın ne işi var Bozhane’de ki?
Al sana bir farklı ve aykırı soru daha.
Allah Allah bu ne iş yahu!
Sordum “Ne Ajda’sı bu?”
“Abi normal bardağın bir büyüğüne biz Ajda diyoruz.”
Hayda !
Ajda çay bardağı ölçüsü mü oldu?
Böyle soruya böyle cevap “İyi ver bir açık Ajda.”
Gitti geldi ve getirdi Ajda’yı o minik bardakla satılan çay bardakların bir boy büyüğü.
Güldüm “Ajda’yı şişirmişsiniz!”
Yuttum silikonlu Ajda’yı yudum yudum.
Ajda’yı bitirip şöyle bir denize doğru içimi çeke çeke gözlerimi odakladım ki, garson yine geldi.
Şimdi sıra bende:
“Hadi getir bakalım soyunmuş bir Ajda daha.”
Kalakaldı garson “Bu ne biçim söz” der gibi. “Ne yani sen bana sosyal kıyakçı mısın?” diye imada bulunduğum da aklına gelmiş olabilir.
Devam ettim muzırlığa:
“Hem soyunmuş hep de çıplak olsun Ajda istiyorum.”
Bu talebim üzerine şaşkınlığı raydan çıkacaktı ki, beni iyi tanıyor ve abuk subuk talebim olmayacağının bilinciyle sustu kaldı.
Baktım iyice daraldı “Koçum ben çayı nasıl içerim?”.
“Açık ve şekersiz içersin abi.”
“Ben ne dedim sana?”
“Soyunmuş ve çıplak dedin.”
Şimdi anladın mı?
Anladı.
Ve koştura koştura gitti ve istediğim Ajda’yı getirip servisini de yaptı.
Ben de o mis gibi kokusunu içime çekerek bir güzel içip yuttum soyunmuş Ajda’yı.
Öneririm…