Kdz. Ereğlide bugün bir tarih silinecek. Bu tarih Bozhanedeki sosyal yaşamın tükenişi/tüketilişidir. Bozhanedeki balık lokantaları bugün itibariyle yıkılacak çünkü.
İçim acıyor
Yaşadığım kentte bu olan bitenlere ise hiçbir anlam yükleyemeyenlerden biri olarak, her geçen gün elimizdeki değerleri bir bir yitirmenin üzüntüsünde kahroluyorum.
Ne oldu Ereğliye böyle?
Ne oldu?
Bugün tarihtir Ereğlide.
Ayıbın tarihi.
Ayıpların ayıbının tarihi.
Bu tarihi yazana/yazdıranlara, sebep olanlara yazıklar olsun.
**
BOZHANEDE AKŞAM
Hakanı gördüm çarşıda.
Yağmur altıda İnönü Parkından Belediye tarafına gidiyordu.
Yüz yüze geldik gülümsedik birbirimize.
O gülüş!
Evet, o gülüşte çok şey saklı olarak okudum ben.
Öyle ya.
Hakan evli barklı bir genç.
Akşam evine ekmek götürecek.
Var ise bebeği süt alacak.
Sonra bulduk o gülümsemenin adını.
Hüzünlü gülüş.
**
Hakanda işsiz kaldı.
O da artık potansiyel işsiz.
İş arıyor belli ki yağmurun altındaki dolaşmasına göre.
Evime ekmek götüreceğim iş var mı? diyordur çaldığı kapılarda!
Öyle.
Ötesi var mı?
**
Akşam Bozhaneye uğradım.
Araç koyabilecek yer bulamadığımız o Bozhaneye ne olmuş?
Karanlık ve ürkütücü.
Bir çok işyeri tamaman karanlıkta.
Hatta balık satış yerleri de.
Dolandım bir süre etrafta.
Lokanta kısımlarına çıktım ve oradan Ereğliyi seyrettim.
Yağmur başladı yine.
Buz kesti bedenim ve beynim.
Yutkunamadım.
**
Tuvaletteki koçum diye çağırdığım ve her gördüğümde yeni bir kitap okuyan gençte yoktu yerinde.
Sandalyesi.
Peçeteleri.
Ve diğer eşyaları.
Dışarıdan lise okuyan bu genç kim bilir nerdedir.
Bırakır mı acep eğitimini?
İşşş!
**
Korkunç bir soğuk var Bozhanedeki açık olan balık satış yerlerindeki insanlarda.
Kırgın.
Umutsuz.
Üzgün.
Bu zamana kadar çözülmedi, bundan sonra mı çözülecek der gibi bakıyorlardı sanki boşluğa.
Boşluktaki gölgelere.
**
Hakan da burada çalışıyordu.
Şef garson olarak hizmet veriyordu insanlara.
Bir dost kazanmıştı servisteki kalitesiyle.
Seviyorlardı Onu.
Gördüklerinde Naber Hakan diye merhabalaşıyorlardı.
Hem ekmeğini alın teriyle kazanmanın gururu ile de evine gidiyordu akşamları.
Sımsıcaktı her şey.
Umut doluydu.
Ya şimdi?
**
Bozhanede akşam.
Mutluluk şarkıları söylemiyor artık.
Ağıt ve ağıtlar var sessizlikle paylaşılan.
Hakan da.
Diğer emekçiler de.
Aileler de.
Çocuklar da.
Şen şakrak Ereğliyi selamlayan lokanta bahçelerinde.
Yıldızlar da.
Kabak avizeler de.
Her yerde