Kdz. Ereğli Belediyesi’nin Cumhuriyet’in 100. Yıl kutlama programında, İnönü Parkı’nda “Halk Balosu” verileceğini açıkladı Belediye Başkanı Halil Posbıyık.

Siyah-Beyaz temalı bu programı çok tuttum.

Salonların dışına çıkıp halk ile iç içe olmak ve halk buluşmasını sağlamayı amaçlayan bu düşünceyi kim ortaya attı ise helal olsun.

Alkış!

(Öneriyi kimin yaptığını sonradan öğrendim. Orkun Dinçer ile Aykut Ateş’miş. Helal olsun.)

**

Ancak bir konu var ki, yazmadan edemiyorum.

70 e yakın kişi aylarca çalışarak Alemdar Destanı’nı sahneledi. Belediyenin bu organizasyonuna katılan tüm isimleri tek tek bu köşede yazarak, emeklerine saygı gösterdim.

Aynı saygım devam ederken, bazı eksiklikleri dile getirmek ve yeniden sahnelenmeden önce bazı uyarılarımı yapmayı da bir Ereğlili olarak görev biliyorum.

Alemdar Oyununda bazı eksiklikler ve yanlışlar var.

Alemdar Vapuru’nun kahramanlığı 27 Ocak 1921’de yaşanmıştır.  18  Haziran 1920’de Kdz. Ereğli’nin Kurtuluş Günü’dür. Alemdar oyunu neden 18 Haziran’da sahnelendi hiç anlamış değilim.  İki ayrı kahramanlık ve iki ayrı tarihe dikkat etmek gerekmez mi?

Ereğli’nin Kurtuluşu ile Alemdar Kahramanlığı iki ayrı tarihte ve iki ayrı olaydır.

Karıştırılmamalı ki, tarihsel yanlışlara izin verilmesin.

Hele ki, bu tarihsel yanlışları belediye yapıyor ise iş çok sıkıntılı.

Olmamalı!

Kurtuluş Savaşımızın ilk ve tek deniz çatışması olan ve ilk ve tek deniz şehidinin verildiği Alemdar olayında iki farklı durum daha vardır.

İlk ikisini yukarıda yazdım. Üçüncüsü,  Alemdar’da esir alınan Fransızları kurtarmak için Fransa’nın Mustafa  Kemal’i ve Ankara hükümetini tanımak zorunda kalmasıdır.

Dördüncüsü Kabotajdır. Ankara anlaşması ile denizlerimizdeki Fransa egemenliğine son verilmiştir.

Geçen yıl Cumhuriyet Bayramı törenlerinde folklar derneği tarafından alanda sahnelenen herkesi çok duygulandıran  şehitlik gösterisi (bayram törenindeki seslendirmede  neler anlatıldığını bir bütün halinde anlamak mümkün değildi) Alemdar kahramanlığının içine monte edilmiş ve bu bölümde, daha mezar yerini bile bulamadığımız Şehit Recep Kahya’nın annesi ağıt yakıyordu. Yok böyle bir olay.

Konuyla ilgili konuştuklarım hep “Proje sorumlusu Aykut Ateş” dedi.

Oyunun ardından telefonla aradım Sevgili Ateş’i ve eleştirilerimi sıralarken, onca emeği de yok saymamak için yine de kutladığımı ifade etmiştim.

Şimdi aynı oyun eksikleri düzeltilmeden sahnelenecek ise hata üstüne hata olur ki, Ereğli’nin tarihine ayıp edilmiş olur.

Bu işi bilen/bilenler var.

İşte Atılay Durmaz Demiroğlu diye bir isim var. Durmaz Abi’yi oyundan sonra aramış ve “Size senaryoyu gösterdiler mi?” demiştim. Kendisinin ziyaret edildiğini ancak senaryoyu görmediğini söylemişti.

Keşke verilseydi senaryu da, okusaydı Durmaz Demiroğlu.

Eksikler giderilir ve hatasız bir oyun ortaya çıkardı.

Hem Ereğli’nin Kurtuluş Günü’nde değil, 27 Ocak Alemdar Destanı’nın 103. yıldönümünde seyirci ile buluşturulurdu.

*

Oyunun yazanı herkesin sevdiği ve saygı duyduğu öğretmenlerimiz elbette çok büyük bir özveri ortaya koydular. Oyundan sonra arayıp görüştüğümde senaryoyu istedim gönderdiler. Öğretmenlerimiz, daha önce Utku Kolejinde sahnelenen oyunda kaynak olarak belediye ve kaymakamlığın internet sitesinden yararlandıklarını ifade ettiler. Bu da şunu anlatıyor ki; Alemdar kahramanlığı resmi  sitelerde bile eksik, hatalı ve yanlışlarla dolu.

Düzeltmek zor değil.

Alkışa alkış, eleştiriye eleştiri!

Hepimizin görevi tarihe doğru bilgiler bırakmak değil mi?