Kim ne aramaz ki?
Yaşamımız arayışlar üzerine kurulu.
Arayışlarımızın ayrıntısına girmeden hemen konuya gireyim.
Aranan şu:
1- Öncelikle işe başlamadan önce kuruluş tüzüğü ve amaçlarındakileri yerine getirmeye kararlı yiğit bir sivil toplum örgütü.
2- İnternete açık bir diz üstü bilgisayar.
Evet bu kadar. Bu iki malzeme olsun şimdi gelin size aslanlar gibi bir sofra kurayım.
İlk önce sivil toplum örgütünün başkanı, yönetim kurulu üyeleri, hatta üyeleri ve ise kardeş sivil toplum örgütleri ile birlikte çay muhabbeti için bir buluşma üzerinde görüş birliğine varılır.
Bu randevuda çok yönlü sorulara yanıt verebilecek bir veya birden çok bilgi sahipleri de belirlenip o buluşma gününe gelinir.
Konuşmacılar; hadi dedik ya yiğit sivil toplum örgütü ve kardeş sivil toplum örgütlerinin temsilcilerine bilgiler sunarlar.
Bu sunum,
1- Büyükşehir nedir?
2- Bütünşehir nedir? Üzerine kurulur.
3- Bu ikisi kavramın içine girildiğinde kar yağışı nasıl başlar ve kapanan yollar, kapatılan beldeler, kaybedilen yetkiler, dayatmacı bir şekilde köy olmaktan çıkarılan alanlarda yaşanabilecekleri yaşayanların birikimlerini aktarılarak örneklemeler yapılır.
Şimdi gelelim çam kertmesine.
Yiğitler şimdi lazım işte.
Bu yiğitler sivil toplum örgütlerinden çıkacak ama.
Yoksa yok!
Hikaye olur.
Bu yiğitler; ortak bir metin hazırlayıp, birinin başına Cumhurbaşkanı, diğerine TBMM Başkanı, diğerine Başbakan, diğer diğerlerine de Zonguldak Milletvekillerinin adını açacak.
Ortak metinin özü de, “Sayın Cumhurbaşkanım biz büyük veya bütün şehir olmak istemiyoruz. Bizim tek isteğimiz, Zonguldak il olarak kalsın. Eğer ki bu olamıyor ise Kdz. Ereğli’yi il yapar mısınız?” vurgusunu öne çıkaracak.
Bu kadar kolay!
Tabi ki asıl çalışma bundan sonra başlıyor.
Her türlü kitle iletişim araçlarını ve güçlerini kullanarak bu hareketin amacı kısa ve net bir biçimde kamuoyu ile paylaşılacak.
Temel felsefe; “Biz Ereğliliyiz, Ereğli’nin ortak hak ve çıkarları için mücadele başlattık, gelin birlikte koşalım” olduğunu partiler üstü bir anlayışla anlatılmalıdır.
Ve…
Şimdi teknoloji devreye girecek ve internete açık bilgisayar aracılığı ile bu ortak metin sırasıyla ülkeyi yönetenlere ayrımsız gönderilecek.
Nasıl mı?
Bu duruşa imza atan her vatandaşın TC numarası ile başvurusu gönderilerek, çakma isimlerle böyle bir çalışma yapılmadığının da altı çizilip, yöresel olup yediden yetmişe bu istek içinde olduğumuzu belgesel olarak ortaya koymalıyız.
Kampanyayı başlatanlar ellerindeki bilgisayar ile gerektiğinde kapı kapı dolaşarak bu haklı isteğimizi iletilerimiz ile çoğaltacaklar.
Biz, bizi bekleyen büyük veya bütün şehir tehlikesine karşı böylesine demokratik isteğimizi seslendirdiğimizde,
Cumhurbaşkanının, TBMM Başkanının, Başbakanın, Milletvekillerinin ilgisini çekmez miyiz?
Ve bu sesimiz ile taleplerini iletme başarısını gösteren bir bölge olarak daha farklı bir göz/gözün bizi izlemesini sağlamaz mıyız?
Sevgili dostlar, biliniz ki Zonguldak büyükşehir yapılır ve bu kapsamın içinden il olarak çıkamaz isek Zonguldak’ta aralarında Kandilli’nin de olduğu 17 belde belediyesi kapatılacak ve tüm köyler mahalle olacak.
İlçe belediyelerin yetkileri doğranacak.
Sonra git gel Zonguldak büyükşehir belediyesine ki, işin görülsün.
Hiç ötelenecek bir durum yok.
Bugünden sesimizi duyurmak ve yönetenlere “Biz büyük veya bütün şehir olmak istemiyoruz” demeliyiz.
Ha, bize bir iyilik yapmayı düşünüyorlar ise Karadeniz Ereğli’yi il yapsınlar.
Ne yaparız o zaman?
Allah razı olsun der teşekkür ederiz.
Tam tersi bir durumda, daha bugünden “Allah rahmet eylesin Ereğli’ye” diyelim hep birlikte.
Aranıyor aranıyor.
Yiğit bir sivil toplum örgütü.
Bu sivil toplum örgütünün kardeşleri.
Çalışmak üzere koltuğa oturduğunu kanıtlayacak başkan ve yöneticileri aranıyor.
Var mı?
Var mı böyle bir sivil oluşum?
?!!