Cumhuriyet Gazetesi’nde DHA kaynaklı olarak yayımlanan habere;  Zonguldak’ta ölümcül hava kirliliğinin yaşandığına vurgu yapılarak “KANSER SOLUYORLAR” başlığı atılmış.

Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Tor’un açıklamasında, Dünya Sağlık Örgütü Kanser Araştırma Dairesi’nin son yayımladığı raporda; dış ortam kirliliğinde “karsinojen”in aksiğer ve mesane kanser riskini artırdığına dikkat çekiyor.

Tor, Zonguldak’ın partiküler madde kirliliğinde Türkiye’de ilk 5 il arasında bulunduğunu da belirterek “Zonguldak maalesef zehir soluyor” diyor.

Evet termik santralın tehlike yaratmadığını ifade eden beyler bayanlar, merdivenlerden kayıp kayıpta toplum sağlığını hiçe sayanlar. Meltem Tor’un bundan sonraki açıklamalarını dikkatle okur musunuz?

Tor, zehir soludukları havanın kirlenmesi olarak;

 

-Özel sektör kömürleri,

-Külleri,

-Rüzgarın etkisini,

-İldeki sanayi tesisleri,

-Türkiye Taşkömürleri kurumu,

-Çatalağzı termik santralı

-Erdemir,

-Trafikteki motorlu taşıtlar…                   

 

Daha önceki bazı raporlarda da Zonguldak’taki hava kirliliğinde civa oranının yüksekliğinin dünya ortalamasının üzerinde olduğuna dönük haberleri de yan yana getirdiğimizde, Zonguldak’ta kurulmak istenen termik santrallerin de devreye girmesi ile bu kentte yaşamak mümkün değil.

Zonguldak hızla kirleniyor/kirletiliyor.

Bunun sorumlusu olanların gözü bir dek parayı görüyor.

O bakış açısından insan yok.

Doğa yok.

Çevre yok.

Gelecek yok.

Bu gerçek açıkça ortada iken halen daha Kireçlik başta olmak üzere bölgeye termik santral kurulmasına karşı çıkmamanın ağır sorumluluğu umarım fark edilir.

Şu gerçek ki, Kireçlik’te termik santrale karşı çıkanlar enerji üretilmesine karşı değildir.

Önce insan.

Önce doğa.

Önce çevre.

Enerji, tüm bunları yok saymadan üretilmelidir.

Yaşam böyle vardır.

Geleceğimiz  de…