AKP’li Talas Belediyesi 1 MW gücünde güneş enerji sistemi kurmuş.

Bu sistem ile belediyenin tüm elektrik giderleri karşılanacağından, her ay elektrik parası ödenmeyecek.

Ayrıca; üretilen fazla elektrik enerjisi de satılarak, ayda 200 bin lira gelir elde edilecek.

Yani belediyenin hem giderleri azaltılacak hem de para kazanılacak.

Nereden?

Allahın güneşinden.

Beleş beleş…

 

Dünya yenilenebilir enerjiye hızlı bir dönüş içinde.

En başta da güneş ve rüzgar var.

Güneş var.

Rüzgar da esiyor.

Havaya kansere yol açan gazları da atmıyor.

Kurulum maliyetinin ardından dönsün değirmen.

Rüzgar doldursun, güneş ısıtmanın yanında ayrıca bir de elektrik versin.

Oh ne ala!

 

Tabi ki bunları bilmek ve yönetmek için çap gerek.

Almanya’da katıldığım Yenilenebilir Enerjiler çalıştayında, Alman konuşmacı “Türkiye’ye geldiğimizde çatılarda güneş enerjili sistemler görüyoruz. Bu sistemler ile suyu ısıtarak kullanabiliyorsunuz. Ne kadar güzel. Peki, aynı sistemle neden elektrik üretmiyorsunuz?” demişti.

Öyle ya…

Artık bizim bölgemizde bile suyu güneş enerjisi ile ısıtan sistemler köylerdeki evlerin çatılarında bile var.

Su ısıtmak için evin önünde odun ile ateş yakmaya gerek yok.

Tüp de istemiyor.

Şofbene de gerek yok.

Güneş ısıtıyor; çeşmeden de sıcak su akıyor.

 

Talas Belediyesi’nin “aklın yolu bir” ilkesiyle  kurduğu güneş sistemi tüm belediyelere örnek olmalı.

Dünyayı yeniden keşfe gerek de yok ki.

Git gör.

Sor soruştur.

Ara bul.

Ve kur sistemi.

Giderlerini azalt.

Hem de para kazan.

Ayrıca mevcut sistemin yükünü hafifletmek demek, kurulması düşünülen kömürle çalışan termik santralleri de engellemektir.

Yani, kanser tehlikesini azaltmaya da katkı vermek, öncelikle hepimizin sorumluluğunda değil mi?

Aferin Talas Belediye Başkanına.

Belediye Meclis üyelerine.

Bu projeyi gündeme getirip gerçekleşmesini sağlayan perde arkasındaki isimsiz kahramanlara.

Aferin !