Festival programını merak ettim ve sorup soruşturup buldum Word dosyası olarak. Arayan buluyor. Bilgisayar ekranında İnceledim ve kendime göre “izlemem gerek” dediğim bir iki not aldım.
Önceliğim elbette yerel etkinlikler.
Yerel kültür ve sanatı izlemek ve bu etkinlikleri haberleştirmek yerel gazetelerin öncelikli görevi diye düşünenlerdenim.
Bu düşüncem ile ilk gittiğim etkinlik yerel yazarlarımızın imza günü oldu. Önceki festivalde, kaldırımda imza ve söyleşi yapabilen yazarlarımız, bu kez kapalı bir alanda okurları ile buluştular. Sahil taksi karşısındaki alanda konuşlanan yazarların arasında bildiklerimin dışında yeni gördüklerim ile de tanışma şansı buldum.
Yerelde güçlü olmak gerek. Bu hem kültür ve sanata destek olmak hem de kitleler arasında güç birliğini artırmaya katkı sağlıyor.
Bir çoğunu satın alıp okuduğum kitapların satışları konusunda sıkıntıları var yazarlarımızın. Kişisel çevre ve sosyal platformlar aracılığı ile sağlanan örgütlenmeler ile düzenlenen imza günlerinin dışında, sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan Ereğli’deki kurumların ilgisizliği gerçekten şaşırtıyor. Ereğli’de onca sanayi kuruluşu ve kitle örgütleri var ama. Neden ise bu konuda ilgisizler. Sebep? İnsanlar yaşadıkları kentin kültür ve sanatına da destek olma sorumluluğunu nasıl düşünmezler?
Ki bu kaynaklara ulaşmak için Kdz. Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma diye bir derneğimiz de var ki, bu dernek aracılığı ile her türlü kitaba da ulaşabilirler.
Kitap ve tiyatro unutulmamalı.
Sahip çıkılmalı ki, sanatçılarımız ve yazarlarımız yeni üretimler yapabilsinler, Ereğli’nin çok yönlü tanıtımına daha çok katkı versinler.
Ortak paydamız bu olmalı.
**
Çağdaş Gazeteciler Derneği Zonguldak Şubesinin düzenlediği “Geleceğe Bakış” paneli Cehennemağzı Mağarasındaydı. Etkinlikten 40 dakika önce gittiğimde alanın düzenlemesi daha yeni yapılabiliyordu. Onca etkinliğin arasında tabi ki en büyük yük görünmeyen kahraman olan emekçilerin omuzlarında.
Satır arasında da olsa, dört günlük bir festivalin affedersiniz ama hamallığını yapan temizlik işçisinden, şoförüne, zabıtasından ayak işlerini yapan tüm belediye çalışanlarının eline sağlık demek gerekiyor.
Dedim gitti.
Panelin konuşmacıları biraz geç geldi ve sonraki bir etkinlik için kısa zaman içinde çok şey söylemeye çalıştılar.
Zonguldaklı olduğunu açıklayan Şule Aydın’ın moderatörlüğünde, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Gazeteciler Saygı Öztürk, Barış Pehlivan ve Timur Soykan doyumsuz ifadelerle izleyenlerin yüreklerine dokundular.
İçten alkışlar daha sonra imzalatılan kitap kuyruğunda öne çıktı.
Panel sırasında her zaman olduğu gibi fikirlerini açık açık söylemekten kaçınmayan Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın “yamyamlar” ifadesini hemen habere dönüştürmek için mağarayı terk ettiğim için şiir dinletisini kaçırmak durumunda kalmanın üzüntüsü elbette içime oturdu.
Eşimin rahatsızlığı nedeniyle sürekli eve gidip gelmem gereken festival sürecinde, listesini yaptığım etkinliklerin hepsine gidip görüp de sizlere farklı bir pencereden sunamadım.
Özellikle ve de özellikle yerel sanatçılarımızın eserlerini anlatmam gerekirdi.
Zorunluluktan dolayı Atatürk Kültür Merkezi’ndeki sergilere gidemedim.
Gönlümün orada kaldığını belirtmek isterim.
**
Bir festival daha böyle geldi ve geçti.
Sağanak yağışın azizliğine diyecek bir şeyimiz yok ki.
2024’de yeni bir festival olur mu, olur ise nasıl olur bilinmiyor.
Çünkü, Mart ayında yerel genel seçimleri var.
Şimdiden aday adayları gezmeye başladılar bile.
Nasip!